Yargıtay Kararı 20. Ceza Dairesi 2015/10586 E. 2019/1876 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10586
KARAR NO : 2019/1876
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

Mahkeme : TARSUS 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1- Uyuşturucu madde ticareti yapma (tüm sanıklar hakkında)
2- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
(sanıklar …, … ve … hakkında)
Hükümler : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet (sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında)
2-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat (sanık … hakkında)
3-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri (sanıklar …., … ve … hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat kararının incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık … yönünden “23.04.2012”, sanık … yönünden “03.04.2012” ve sanık … yönünden “20.05.2012” yerine sanık ayrımı gözetilmeksizin “13/02/2012-26/06/2012 tarihleri arası” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata kabul edilmiştir.
TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E. 2014/140;K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Sanıklar … ve …’ın sabit olan 21/05/2012 tarihli eyleminde suç konusu uyuşturucu maddenin 1 adet MDMA içeren tabletten ibaret olduğu, sanık …’nin 18/05/2012 tarihli eyleminde suç konusu uyuşturucu maddenin 0,7 gram esrardan ibaret olduğu somut olayda; suçun işleniş biçimi ile sanıkların kasta dayalı kusurunda bir ağırlık bulunmadığı gözetilmeden, ”sanıkların uyuşturucu madde satarak geçimlerini sağlamayı alışkanlık haline getirmeleri, Uyapta yapılan sorgulamada haklarında uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı çok sayıda ceza davalarının bulunması, ilçede uyuşturucu madde kullanımının yaygın hale gelmesi ve sanıkların geçmişinin” 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olacak şekilde temel ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak kabul edilmesi suretiyle, aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen “orantılılık” ilkesine aykırı olarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
2-) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık … yönünden “18.05.2012” ve sanıklar … ile … yönünden “21.05.2012” yerine sanık ayrımı gözetilmeksizin “13/02/2012-26/06/2012 tarihleri arası” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile sanıklar … ve … temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
4-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir “alım-satım” söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-) Kabule göre de;
5271 sayılı CMK’nın 225. maddesinin 1. fıkrasına göre hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilebileceği gözetilmeden; sanık hakkında 21.02.2012 tarihli eyleme ilişkin olarak açılmış dava bulunmadığı halde, anılan tarihli eylemin zincirleme suç hükümleri uyarınca yapılan ceza artırımına esas alınarak hüküm kurulması suretiyle CMK’nın 225. maddesinin 1. fıkrasına aykırı davranılması,
3-) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık yönünden “03.04.2012-26.6.2012” yerine sanık ayrımı gözetilmeksizin “13/02/2012-26/06/2012 tarihleri arası” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
5-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Sanığın, diğer sanık …’nin talebi üzerine, elinde bulunan poşet içerisinden 2 fişek halinde 0,7 gram esrarı gizli soruşturmacıya teslim ettiği olayda; sanık …’ın fiiline TCK’nın 37. maddesi uyarınca iştirak ettiği, “fiili birlikte gerçekleştiren kişi” konumunda olduğu gözetilmeden, hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
2-) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık yönünden “18.05.2012” yerine sanık ayrımı gözetilmeksizin “13/02/2012-26/06/2012 tarihleri arası” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
6-Sanıklar …, … ve … hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanıklar hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanıklar bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve sanık …’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
7-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS’ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneğinde; sanığın 24.12.2013 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, sanığın ölüp ölmediğinin mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
26.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.