Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/997 E. 2023/3658 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/997
KARAR NO : 2023/3658
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 8. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının ciddi psikiyatrik problemleri olduğunu, yatakları ayırdığını, müvekkilini tehdit ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, sürekli müvekkiline ve müvekkilinin ailesine hakaret ettiğini, küfür ettiğini, günlerce banyo yapmadığını, müvekkilini küçük düşürdüğünü, müvekkiline saldırdığını, gerçek dışı ithamlarda bulunduğunu, evdeki eşyalara zarar verdiğini, beddua ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın tarafından yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının eşine bağırdığı, eşine ve eşinin ailesinin ağır hakaretlerde bulunduğu, eşine karşı fiziksel şiddette bulunduğu, birlikte olmaktan kaçındığı, taraflar arasındaki evlilik birlikteliğinin davalının tam ve ağır kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar, ortak çocuklar ve toplum yönünden fayda kalmadığı, bu nedenle tarafların boşanmalarına karar verildiği, tarafların ortak çocuklarının yaşı, psikolojik, pedagojik gelişimleri ve sosyal yaşamları ve sosyal inceleme uzmanı tarafından tanzim edilen rapor göz önüne alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine karar verildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı erkeğin ağır kusurlu olmadığı, davalı kadının kusurlu olduğu, davalı kadının eylemlerinin davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davacı erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında evlilik birliğini bitirmeyi gerektirir derecede sorun olmadığını, tarafların bu aşamaya gelmelerinin asıl nedeninin davacının annesi olduğunu, davacı tarafın dava açıldıktan sonra müvekkili ile birlikte yaşadığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine rağmen nafakaya hükmedilmemesinin doğru olmadığını, mahkemece re’sen müvekkili yararına da nafaka verilmesi gerektiğini, yasak yolla elde edilen deliller ile hüküm kurulduğunu, öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu olmadığı taktirde müvekkili yararına nafaka ve tazminat ile ortak çocuklar için nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eşler arasında evlilik sonrasında geçimsizlik başladığı, davalı kadının, eşine bağırdığı, eşine ve ailesine ağır hakaretlerde bulunduğu, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, birlikte olmaktan kaçındığı, davalı kadının kusurlu bu davranışları ile taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek bir kusurun olmadığı, İlk Derece Mahkemesince boşanma davası yönü ile yapılan yargılamanın, belirlenen kusur durumunun, erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünün, kabule ilişkin karar ve karar gerekçesinin, erkek lehine boşanma nedeni ile takdir edilen maddî, manevî tazminatın toplanan delillere, usul ve yasaya uygun olduğu, buna karşın geliri ve mal varlığı olmadığı anlaşılan davalı kadın ile anne yanında yaşadığı anlaşılan ve velâyet hakları davalı anneye verilen ortak çocuklar için tarafların ekonomik-sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları dikkate alınarak, boşanma dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca uygun miktarda tedbir nafakası ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ortak çocuklar için uygun miktarda iştirak nafakası takdir edilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesinin toplanan tüm delillere usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık 500,00’er TL tedbir ve 600,00’er TL iştirak nafakasına, istinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki asıl sorunun davacı erkeğin annesi olduğunu, davacının annesinin evliliğe müdahale ettiğini, müvekkiline atfedilen kusurların hayal ürünü olduğunu, davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, davacı yararına haksız ve adalete aykırı olarak tazminata hükmedildiğini, yasak yöntemlerle elde edilen delillerin hukuki değerinin olmadığını, davacı erkeğin boşanma davasından sonra müvekkili ile birlikte yaşadığını, ortak çocuklar için hüküm altına alınan nafakaların düşük olduğunu, davacı erkeğin … Liman İşletmelerinde kadrolu çalıştığını ve aylık gelirinin 12.500,00 TL olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince lehlerine vekâlet ücreti verilmemesinin de usule aykırı olduğunu belirtilerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile davacı kadın yararına nafaka ve tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı, fer’îler konusunda hüküm kuran Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 nci, 330 uncu ve 331 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.