YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/950
KARAR NO : 2023/2217
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
…
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/902 E., 2022/1540 K.
DAVA TARİHİ : 30.06.2016
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen asıl boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına yoksulluk durumunun ortadan kalktığı tarihe kadar yoksulluk nafakası ödenmesi ile kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı … erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
… erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evliliklerinin kadının kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya karar verilecekse yararına 1.000.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davanın açıldığı tarihten itibaren kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını hakaret ederek evden kovduğunu, tarafların ayrı yaşadığını, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 197 … maddesi gereğince kadın yararına aylık 6.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli ve 2016/211 Esas, 2018/191 Karar sayılı kararıyla; … erkeğin eşine karşı hakaret ve tehdit söylemlerinde bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, başka bir kadınla telefonda görüşmek suretiyle … sarsıcı davrandığı, davalı-davacı kadının ise ev ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğe hakaret ettiği, üçüncü kişilerle aile içi konuları konuştuğu, erkeğin ailesine hakaret ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda … erkeğin ağır, davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle … erkek tarafından açılan asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata aylık 1.250,00 TL tedbir 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen nafaka davası yönünden ise erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle tarafların bir süredir ayrı yaşadığı, kadının ayrı yaşamada haklı olduğun gerekçesiyle bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulüyle asıl davada hükmedilen tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmamak üzere kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.250,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası, kendi maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-davacı kadın vekili ise kusur belirlemesi, yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ve 2020/973 Esas, 2021/1086 Karar sayılı kararıyla; kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının fazla olduğu, davalı-davacı kadının yaşı, yeniden evlenme ihtimali, evliliğin süresi ve tarafların ileride olası bir nafakanın artırılması veya azaltılması davaları ile karşı karşıya kalmamaları için kadın yararına toptan yoksulluk nafakası ödenmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle … erkek vekilinin yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu bölümlerine ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadın yararına takdiren 36.000,00 TL toplu yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, … erkek vekilinin sair istinaf talepleri ile davalı-davacı kadın vekilinin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, toplu yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı kadın vekili ise kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı ile toplu yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.04.2022 tarihli ve 2021/9625 Esas, 2022/3574 Karar sayılı kararıyla, tarafların bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının, hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile reddedilen tedbir nafakası miktarının bir yıllık değeri dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olması nedeniyle tarafların bu yöne ilişkin temyiz dilekçelerinin reddine, kadının babasının 30.12.2021 tarihinde öldüğü, miras yoluyla bir takım taşınmazlar kaldığı, kadının bu yerlerden kira aldığı, kadına ölüm aylığı bağlanacağı ve kadının yoksulluğa düşmeyeceğinin erkek tarafından temyiz dilekçesiyle ileri sürüldüğü, mahkemece tapulu taşınmazların değeri ile kiraya verilmesi durumunda getireceği kira bedellerinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması suretiyle tespit edilmesi, taşınmazların kiraya verilmesi durumunda kadının bunlardan elde ettiği gelirlerin kadını yoksulluğa düşürüp düşürmeyeceğinin belirlenmesi, kadının babasının ölümü nedeniyle aylık alıp alamayacağı, alacaksa miktarının kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususlarının tartışılarak yoksulluk nafakası talebine ilişkin bir karar verilmesi, yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşılması halinde yoksulluk durumunun ortadan kaltığı tarih nazara alınarak bu tarihe kadar irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile paranın alım gücü ve boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bu yönlerden bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların yoksulluk nafakası miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında belirtilen hususlarda yapılan araştırma neticesinde davalı-davacı kadına, babasının ölümü üzerine 01.01.2022 tarihinde ölüm aylığı bağlandığı, kadına babasından üç adet mesken ve 1 adet arsa kaldığı kadının kendisine ölüm aylığı bağlandığı tarihten itibaren yoksulluk durumunun sona erdiği gerekçesiyle … erkeğin, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi hükümün bu yönden kaldırılmasına, kararın kesinleştiği tarih olan 12.10.2018 tarihinden ölüm aylığı bağlanan 01.01.2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tarafların kusur dereceleri ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadın vekilinin maddî ve manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yöne ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 130.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
… erkek vekili temyiz dilekçesimde; kadının varlıklı olduğunu, babasının ölümünden önceki bir tarihte yazlık ve değerli bir muhitten arsa aldığını dolayısıyla kadının kedisine babası dolayısıyla aylık bağlaması tarihinden daha öncesinde de … olmadığının sabit olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin şartların gerçekleşmediği, kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanmadığı, mahkemece belirlenen maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kusur tespiti, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile bunların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davası neticesinde az kusurlu bulunan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin … olup olmadığı, … ise kadının yoksulluk nafakasına hak kazandığı tarih aralıklarının … tespit edilip edilmediği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının bozma ilamında belirtilen ilkelere ve hakkaniyete uygun verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 …, 197 … maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi ile 371 … maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 … maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
… erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.