Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/9408 E. 2023/6419 K. 21.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9408
KARAR NO : 2023/6419
KARAR TARİHİ : 21.12.2023


MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1390 E., 2023/1617 K.


KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın eş lehine tazminat miktarları artırılarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, mesaj attığı kadının oğlunun eve gelerek rezillik çıkardığını, erkeğin ortak haneden adeta kaçarcasına terk ettiğini, davalının bu olaydan sonra müvekkiline ve ortak çocuk …’a karşı şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınıp müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde; davanın reddini talep etmiş, müvekkiline hem maddî hem de manevî olarak eziyet ve işkence edildiğini, kendisine adeta köle muamelesi yapıldığını, başkalarının yanında aşağılayıp küçük düşürerek, değişik biçimlerde eziyet ederek, eşini yakınları ile görüştürmeyerek, oğlu tarafından eşine hakaret edilmesine, darp edilmesine zemin hazırlayarak, eşini en önemli kararlarda dışlayarak, bitmez tükenmez isteklerle ve elindeki parayı almak suretiyle borca sürüklenmesine neden olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve müvekkili açısından katlanılmaz hale gelmesine sebep olduğunu, iftira ettiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına karar verilmesini, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2018 tarih ve 2018/236 Esas., 2018/1198 Karar sayılı kararı ile sadakat yükümlülüğüne uygun davranmayan davalı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ve 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalı için belirlenen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşme tarihine kadar devamına, karar kesinleştiğinde aylık 200,00 TL artırılarak 600,00 TL’ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili iki davanın tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2021 tarih ve 2019/691 Esas, 2021/1849Karar sayılı kararı ile davalı-karşı davacı erkek eşin boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi sebebiyle, istinaf denetimine elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir karar bulunmadığı, tarafların istinaf isteklerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf isteklerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin güven sarsıcı eylemlerinin olduğu, borçlandığı,kadına yönelik isnat edilen eylemlerin bir kısmı eski tarihli olup sonrasında evlilik birliği devam ettirildiğinden bu olayların taraflara kusur olarak yüklenebilmesi mümkün olmadığı gibi iddia edilen diğer eylemlerde dinlenen tanıkların görgülerinin olmayışı ile bir kısım eylemlerin ise ispatlanamadığı, tarafların bu haliyle kusurları karşılaştırıldığında davacı karşı davalı kadının az kusurlu, davalı karşı davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 18.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; davalı-karşı davacının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı; erkek vekili kusur belirlemesi, kadına verilen tazminatlar ve nafakalar, yargılama giderleri ve ortak konutun tahsisine ilişkin tedbir kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; davacı-karşı davalı kadının boşanmaya sebep olabilecek kusurlu bir davranışı toplanan delillerle ispat edilemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda; eşinin güvenini sarsacak şekilde davranışlar sergileyen ve sebebini açıklamadığı ve aile birliğini ekonomik yönden olumsuz etkileyecek şekilde borçlanan davalı-karşı davacı erkek tamamen kusurlu olduğu bu itibarla, davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf isteğinin kabulü ile kusura ilişkinin gerekçenin düzeltilmesine karar verildiği, gerçekleşen bu kusur durumuna göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar vermek gerekli ise de, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının konusu kalmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının; davalı-karşı davacının kabul edilen boşanma davasına, kusur belirlemesine, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarlarına yönelik istinaf isteklerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, konusuz kalan davalı-karşı davacının boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu dava sebebiyle yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı taraf üzerinde bırakılmasına, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek davacı-karşı davalı yararına 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı-karşı davacının istinaf isteklerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili; yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden; davalı-karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 10.05.2023 tarih 2022/11404 Esas 2023/2317 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle; tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışındaki temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, 75.000,00 TL maddî, 55.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesini aynen tekrar ederek hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyize başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine kabul edilen tazminatlar yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sair hususlar kesinleşmiş olmakla, bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun olarak karar verip vermediği, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uygun hüküm verilmiş olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının … ‘ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden … ‘e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.