Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/93 E. 2023/2020 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/93
KARAR NO : 2023/2020
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1100 E., 2022/1807 K.
KAYYIM : … vekili Av. …
İHBAR OLUNANLAR : 1-… 2- Hazine
DAVA TARİHİ : 26.01.2015
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/227 E., 2021/540 K.

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın kayyım vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; eşi ile fiilen ayrı olduğu sırada davalı ile birlikte yaşadığını, hamile kaldığını ancak davalının çocuğu istemediğini, kendisini evden kovduğunu, 10.07.2007 doğumlu kızı küçük …’un babasının davalı … … olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine, 15.000,00 TL doğum giderine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasına karar verilmesini kendi adına asaleten, kızı adına velâyeten talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davacı kadının başkası ile evliyken dava konusu çocuğun doğduğunu, davacı ile çok uzun zaman önce kısa bir süre birlikteliklerinin olduğunu, davacının kendisinin müvekkilini terk ettiğini, yıllar sonra bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2016 tarih ve 2015/63 Esas, 2016/1141 Karar sayılı kararı ile davacının kızı küçük …’ın evlilik içinde dünyaya geldiği, bu nedenle davacının ölen eşi ile arasında soy bağı ilişkisi olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 295 inci maddesinin son fıkrası gereğince başka erkekle soybağı bulunan çocuğun, bu soybağı usulünce reddedilmeden babalık davasının dinlenme olanağı bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince ananın babalık davası açma hakkının doğumdan başlayarak bir yıl olduğu, somut olayda bu sürenin geçtiği, davacının başından beri küçük …’un davalının kızı olduğunu bildiği, açılan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde küçük … kayyımı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, açılan davanın davacısı anne olmakla birlikte çocuğa kayyım olarak atandığını, davanın çocuk adına da açıldığını, İlk Derece Mahkemesinin çocuk için soybağının reddi davası açılması için süre vermesi gerektiğini, 4721 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çocuk için hak düşürücü sürenin bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, küçük Yasemin … için soybağının reddi davası açılması için süre verilmesini, talep etmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2017 tarih ve 2017/1814 Esas, 2017/1020 Karar sayılı kararı ile davacı anne yönünden açılan davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle reddine karar verildiği, annenin bu karara karşı istinaf talebinin bulunmadığı, ancak dava dilekçesinde ortak çocuğa velâyeten de anne tarafından dava açıldığı, çocuğa kayyım atandığını, kayyımın davayı takip ettiği, davanın kabulüne karar verilmesini istediği, buna rağmen çocuk yönünden açılan davada İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görüldüğünden dosyanın çocuk yönünden açılan babalık davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile istinaf talebinin kabulüne, çocuk yönünden açılan babalık davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, küçük … kayyımının diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne tarafından açılan babalık davası yönünden davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, davacı anne tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığı, davacı annenin açmış olduğu babalık davası bu şekilde kesinleştiği, çocuk adına açılan babalık davasında ise çocuk ile nüfustaki baba olan … … arasındaki soybağının … 1. Aile Mahkemesinin 27.02.2021 tarihinde kesinleşen 2018/390 Esas, 2020/285 Karar sayılı soybağının reddi davası ile ortadan kalktığı, soybağının reddine ilişkin dava dosyasında … 1. Aile Mahkemesince nüfustaki baba … …’ın vefatı sebebiyle biyolojik baba olduğu ileri sürülen …’den kan örnekleri alınmak suretiyle … Adli Tıp Grup Başkanlığına gönderildiği, … Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 21.05.2020 tarihli raporu ile; çocuk …’ ın %99,99 ihtimalle …’nün biyolojik babası olabileceğinin belirlendiği, bu haliyle çocuk tarafından kayyım temsiliyle açılan babalık davasının ispatlandığı, nafaka talebinin babalığın tespitine ilişkin davanın ferisi niteliğinde olduğu, velâyeti anneye bulunan çocuğun bakım ve giderlerine davalının ekonomik gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, babalığın tespitine, aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının kendi adına açtığı dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı anne ile kayyım vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı anne, iştirak nafakası miktarının az olduğu ve tazminat talepleri ile ilgili olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Kayyım vekili, iştirak nafakası miktarının az olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın nafaka yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacının kendisi yönünden açtığı ve İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2016 tarihli kararı ile reddine karar verilen davasının istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleştiği, bu sebeple kaldırma kararı sonrasında bu yönden karar verilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacının talebini aşar miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi sebebiyle iştirak nafakasının miktarında da isabetsizlik olmadığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Kayyım vekili, dava dilekçesiyle 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep edildiğini ancak bu talebin aradan geçen zaman ve değişen ekonomik koşullar değerlendirildiğinde çok az olduğu için 23.06.2021 tarihli celsede taleplerini 2.500,00 TL olarak artırdıklarını, nafaka miktarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın nafaka miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup kayyım vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.