Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/926 E. 2023/3714 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/926
KARAR NO : 2023/3714
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1745 E., 2022/1804 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 17. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline her zaman hakaret ettiğini, aşağıladığını, eş olarak vazifelerini yerine getirmediğini, hatalarını kabul etmediğini, erkeğin maaş kartını istediğini, vermeyince huzursuzluk çıkardığını, erkeğin vermek zorunda kaldığını, kadının bu maaştan evin giderlerini karşıladığını kalan miktarlarla da yıllar içinde kendi adına ve oğulları adına taşınmaz aldığını, en sonunda da evden kovduğunu, bu nedenle müvekkilinin ortak çocuklardan …ın evine yerleşmek zorunda kaldığını, evliliğin davalının ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,
müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların teyze çocuğu olduğunu, erkeği evlendirirsek kumar oynamaz, evine bakar, bu alışkanlıklarından kurtulur diyerek teyze kızı daha 14 yaşındayken zorla evlendirildiğini, müvekkilinin yıllarca eşinin hakaretine ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını, bununla birlikte erkeğin ailesinin de müvekkiline fiziksel şiddet uyguladıklarını, müvekkilinin psikolojik olarak sürekli baskı altında kaldığını, erkeğin gelirini kendisine ve kumara harcadığını, kadının hayatı boyunca temizlik gibi işlerde çalışmak zorunda kaldığını, çalışan iki oğlunun da kazançları ile birikim yaptıklarını, erkeğin bunları da harcadığını, en son olayda da erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, oğullarının araya girdiğini,evi kendi isteği ile terk ederek üst katta yaşayan ortak çocuk …ın evine giderek orada yaşamaya başladığını, sonra da ayrı ev kiraladığını, erkek ile hareket eden ortak çocuk … ve …ın eşinin ailesinin …ın yaşadığı daireyi üzerine vermesi için kadına baskı, tehdit uyguladıklarını, müşterek birlikteliğin sürdürülmemesinde tek kusurlu tarafın erkek olduğunu belirterek erkek tarafından açılan davanın reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkil için 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 21.07.1989 tarihinde evlendikleri, ergin ortak iki çocukları olduğu, erkeğin kumar oynadığı, kazandığı parayı kumara harcadığı, müşterek haneye yeterli desteği göstermediği, kadının da erkeğe hakaret ettiği, devamlı tartışma çıkardığı, müşterek haneden kovduğu, evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğini temelinden sarsan ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda belirtilen eylemler nedeniyle her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, yoksulluğa düşecek olan kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, kendi üzerindeki taşınmazı davalının tanığı olan ve onun lehine ifade veren küçük oğlu …in üzerine devir ettiği, …in ifadesinde bu durumu kabul ettiği, …in her ne kadar annesinden taşınmazı para ile satın aldığını iddia etse de yaşının küçük olması gelirinin olmaması dikkate alındığında bu taşınmazı kendisinin almasının mümkün olmayacağı; Davalı …’nın bu taşınmazı küçük oğlunun üzerine devir etmesinin sebebinin davalı aleyhine tanıklık yapan büyük oğlu …a ve davacıya kızdığı için yapmış olabileceğini düşündüğünü, hatta kadının …a babasını evden kovması için devamlı baskı yaptığı, hatta kovmazsa evden hepsini tahliye edeceğini beyan ettiği hatta tarafların ortak oğlu … Mahkemede annesi aleyhine tanıklık yapınca; …a evden çıkması için ihtarname gönderdiği, kadının kusurlarının tanık anlatımları ile ispatlandığını, erkeğin kumar oynardı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kumar diye bahsettiklerinin parasına oynanmadığı, kahvede herkesin oynadığı okey oyunu olduğunun anlaşıldığını, yine erkeğin emekli olduğu, emekli gelirinin dışında gelirinin olmadığı, maaşının yarısından fazlasının oğlu … düğünü için çekilen 40.000,00 TL kredi borcuna kesildiği, ayrıca birikmiş nafaka ve düzenli nafaka kesilmekte olduğunu, geriye kalan 200,00-250,00 TL ile geçimini zar zor sağladığını, erkeğin oğlunun yanında yaşamasa çok daha büyük ekonomik sıkıntılara düşeceğini belirterek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının şartları ve miktarları ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu, emekli aylığı yanında 20.000 dönüm arazisi olduğunu, erkeğin yıllarca fiziksel şiddetine maruz kaldığını, son olayda da erkeğin yine fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ağır kusurlu olduğu halde Mahkemece belirlenen kusur belirlemesini kabul etmediklerini, hatalı kusur belirlemesi nedeniyle tazminat taleplerinin reddinin de hatalı olduğu gibi lehine hükmedilen nafaka miktarlarının da yetersiz olduğunu belirterek kusur belirlemesi, esas davanın kabulü, nafaka miktarları ve maddî, manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece taraflar aleyhine belirlenen ve gerçekleşen kusurların sabit olduğu, kadının Mahkemece belirlenen kusurlarının yanında erkeği aşağıladığı, maddî konularda baskı yaptığı bizzat görgüye dayalı erkek tanık beyanları ile ispat edildiği halde kadına kusur olarak yüklenmemesinin doğru görülmediği, gerçekleşen bu durum karşısında Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde isabetsizlik görülmemiş ise de, kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı belirtildiğini, somut olayda, eşit kusurlu kabul edilen kadının ev hanımı olduğu, kendisine ait evde oturduğu, oğlu ile yaşadığı, üzerine kayıtlı … Bornova’da 2 katlı ev ile … Arguvan’da hisseli 6 adet tarla, arsa, bahçe, ağıl, ev vasıflı taşınmazları bulunduğu, erkeğin ise emekli olduğu, aylık 2.000,00 TL emekli maaşı aldığı, özel bir firmada bekçilik yaptığı, aylık 3.000,00 TL gelirinin bulunduğu, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı, bu hale göre kadının, mevcut mal varlığı ile erkeğin geliri birlikte gözetildiğinde, boşandıktan sonra yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşıldığı, o halde Mahkemece, hatalı değerlendirme neticesinde kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kusur gerekçesi ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, kadının tüm istinaf taleplerinin, erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının şartları ve miktarları ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, hiçbir gelirinin olmadığı, borçları olduğu, çocuklarının bakmadığı, erkeğin hem emekli olduğu, hem de çalıştığı, geçinemediğini belirterek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tedbir nafaka miktarı ve yoksulluk nafaka talebi ile maddî, manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile tarafların reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.