Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/905 E. 2023/3709 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/905
KARAR NO : 2023/3709
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma talebine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra davalının ailesi ile birlikte yaşadıklarını, sonrasında aynı bahçe içerisinde kümes gibi elektriği suyu olmayan bir yerde yaşamaya başladıklarını, müvekkilinin 9-10 yıl elinde su taşıdığını, ahıra da elinde su, yem çuvalı taşıdığını, hamile iken dahi ağır işler yaptığını, çamaşırları elinde yıkadığını, davalının evin, müvekkilin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, müvekkilini ailesi ile görüştürmediğini, evden dışarı çıkmasına izin vermediğini, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,
ortak çocuk …in velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 750,00 TL, ortak çocuk …için aylık 900,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşıladığını, eşini ve çocuklarını çok sevdiğini, boşanmak istemediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2018 tarih ve 2018/669 Esas, 2018/1042 Karar sayılı kararı ile bağımsız konut açmayan erkeğin az kusurlu, müşterek konutu terk ederek nerede yaşadığı ve nerede olduğu bilinmeyecek tarzda ortadan kaybolup, sadakat görevine aykırı davranan kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklar … ve …in velâyetinin davalı babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuklardan …için aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde ortak çocuğun velâyet hakkının davalı babaya verilmesinden dolayı tedbir nafakasının kaldırılmasına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tanık anlatımları ve dosyaya sunulan fotoğraflar ile açık bir şekilde ortaya konulduğunu, cevap dilekçesinde bulunmayan hususlara dayanılarak kadına kusur izafe edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, hatalı kusur değerlendirilmesi yapılarak maddî ve manevî tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesinin de usule ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında velâyet konusunda bir uzmanın görüşü alınmadan, çocuğun içinde bulunduğu durum ve ortam bir uzman tarafından değerlendirilmeden, velâyet hakkında karar verilmesinin çocuğun menfaatin aykırı bulunduğunu, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların menfaatine olacağını belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2021 tarih ve 2018/3434 Esas, 2021/1002 Karar sayılı kararı ile somut olayda, İlk Derece Mahkemesince ortak çocukların velâyetlerinin düzenlenmesi konusunda her hangi bir araştırma yapılmadığı, ortak çocukların velâyetleri hakkında görüşlerine başvurulmadan ve gerekçesi açıklanmadan yukarıda yazılı şekilde velâyet düzenlemesi yapıldığı gerekçesiyle davacının istinaf isteğinin bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının istinafa gelen yönlerden kaldırılmasına, sair istinaf isteklerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik birliğine ve yaşamaya uygun bağımsız bir konut sağlamadığı, kadının dışarıya çıkmasına ve ailesiyle görüşmesine izin vermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında birlik görevlerini yerine getirmeyen, baskıcı tavır sergileyen erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek cevap dilekçesinde kadına herhangi bir kusur yüklemediğinden tanıklarının iddia dışı beyanları hükme esas alınmadığı, kadının boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğramadığı, alınan bilirkişi raporları ve uzman tarafından dinlenen çocukların beyanlarına göre ortak çocuk …in anne ile duygusal bağlarının kuvvetli olduğu, anne yanında yaşamak konusunda kararlı ve istekli olduğu, diğer çocuk …’in de ayrılık sürecinde baba yanında kurulan düzene alıştığı ve uyum sağladığı, annenin de babanın da çocukların bakımını sağlayabilecek sosyal destek sistemlerine ve motivasyona sahip olduğu gerekçesiyle, taraflar arasındaki evliliğin boşanma ile sona ermesine ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla boşanma talebine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuklardan … Boyacı’nın velâyetinin davalı babaya, …Boyacı’nın velâyetinin anneye verilmesine, kendisine velâyet verilmeyen ebeveyn ile ortak çocuk arasında karşılıklı kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti babaya verilen ortak çocuk … yararına davacı annenin işe girdiği 09.06.2020 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, tedbir nafakası talebinin kadının boşanma hükmü kesinleştiği tarihten önce çalışmadığı anlaşılmakla reddine, ortak çocuk …yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL maddî tazminata, davacının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde ; erkeğin tam ksurlu olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle müvekkil manevî ve psikolojik olarak yıprandığını, bu nedenle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, velâyetin düzenlemesinde, çocukların kardeşlik ve paylaşım duygusunun gelişimi için çocuğun üstün yararı gerektirmediği taktirde kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi esas olduğu, ortak çocuğun engelli sağlık kurulu raporu bulunduğu ve özel durumu da göz önünde bulundurularak, ortak çocuk …’in de velâyetinin çocuğun gelişimi ve üstün yararı gereği anneye verilmesi ve her iki ortak çocuk için de müvekkil lehine aylık 900,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, tedbir ve iştirak nafakası 08.02.2022 tarihinde duruşma esnasında talep edildiğinden, Yerel Mahkeme tarafından 09.06.2020 tarihinden itibaren tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin de hukuka ve usule aykırı olduğunu, ayrıca ortak çocuk …için hükmedilen iştirak nafakasının da ortak çocuğun ihtiyacını karşılayacak miktarda olmadığından nafaka miktarının da artırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, tedbir ve iştirak nafakaları ile ortak çocuk …’in velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kardeşlerin birbirinden ayrılmaması gerektiği, …e de bakabilecek kapasitede olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, tam kusurlu kadının tazminat alamayacağını, … için hükmedilen iştirak nafakasının miktarının yetersiz olduğunu, kadın için hükmedilen tedbir nafakasının da kaldırılması gerektiğini de belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile tazminat, …in velâyeti, … için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; velâyeti babaya verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında isabetsizlik bulunmadığı ancak iştirak nafakasına ilişkin hükmün velâyet düzenlemesine ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra hüküm ifade edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği, yine İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen ve erkeğin gerçekleşen yukarıda yer verilen kusurlu davranışları davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yukarıda yer verilen ilkeler gözetilerek, velâyeti babaya verilen ortak çocuk için hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, davacının diğer yönlere ilişkin, davalının ise tüm istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk …’in velâyetinin babaya verilmesinin hukuka ve ortak çocuk …’in üstün menfaatine aykırı olduğunu, annenin, ortak çocuklara bakabilecek uygun ortam ve koşullara sahip olduğu, ayrıca yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere velâyetin düzenlemesinde, çocukların kardeşlik ve paylaşım duygusunun gelişimi için çocuğun üstün yararı gerektirmediği taktirde “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” esas olduğu, ortak çocuğun engelli sağlık kurulu raporu bulunduğu ve özel durumu da göz önünde bulundurularak, müşterek çocuk …’in de velâyetinin çocuğun gelişimi ve üstün yararı gereği müvekkil anneye verilmesi ve her iki ortak çocuk için de müvekkil lehine ayrı ayrı 900,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuk …’in velâyetinin anneye verilmesi gerektiğinden, … için davalı lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının kaldırılması gerektiği gibi erkeğin cevap dilekçesinde de tedbir ve iştirak nafakası talebi bulunmadığını belirterek ortak çocuk …’in velâyeti, iştirak nafakası, …için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar, …in velâyeti, … için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan verme geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar, tazminat ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.