Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/898 E. 2023/3664 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/898
KARAR NO : 2023/3664
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Batı 2. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı karşı davalı asıl dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı ile 16 yıldır evli olduklarını bu evliliklerinden iki tane çocuklarının bulunduğunu, şiddetli geçimsizlik nedeniyle sürekli tartışma yaşadıklarını, ortak paylaşımlarının kalmadığını, erkeğin sorumsuz olduğu, hakaret edip kendisini evden attığını, kendisine sevgi ve saygı göstermediğini, bıçakla tehdit ederek boşanma davası açmasına engel olduğunu, çocukları ile kendisine sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, maddî ve manevî kendilerine hiç bir katkısının bulunmadığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine ve ortak çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı karşı davalı vekili cevaba cevap dilekçesi ile: ailesi ve kendisine sürekli küfrettiğini, tehdit ve şantajda bulunduğunu, bıçakla saldırdığını, evden erkeğin, davalı karşı davacı eşin şiddetine de maruz kaldığını, davalı karşı davacı tarafından açılan davanın reddine, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, tarafların ortak çocuklarının her biri için aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesine 100.000,00 TL, maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir,

II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının tamamının hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğunu, davacı karşı davalı kadının eş ve çocuklarına özen ve hassasiyet göstermediğini, son bir yıldır ortamda anlaşmazlıkların oluştuğu, kadının ev sahibi olmasından sonra müvekkilini sürekli küçük gördüğünü, beğenmez tavırlar içerisine girdiğini, evlilik birliği içerisinde huzur bırakmayan karşı davalı her fırsatta kavga ve tartışma çıkartarak hem müvekkil hem de çocuklar açısından çekilmesi imkansız bir aile ortamı oluşturduğunu, son iki aydır cinsel olarak kendisinden uzak durduğunu, gizli telefon görüşmeleri yapıp yabancı erkeklerin aracından inerken görüldüğünü, ortak çocuk …a şiddet uyguladığını, bıçakla saldırarak benden boşanacaksın dediği bu konuda ceza soruşturmasının devam etiğini, tarafların ortak çocuğu …ın en başından beri babası ile aile ikametgahında kalmakta olduğunu, hiç bir zaman annesinin yanında kalmadığını, ortak çocuk … hali hazırda babası ile yaşamakta olup, tüm gider ve ihtiyaçları müvekkili tarafından eksiksiz bir biçimde karşılanmakta olduğunu, öncelikle asıl davanın reddi ile açmış oldukları karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk Batuhan için takdir edilen 250,00 TL nin kaldırılmasına, tarafların ortak çocuklarının her biri için aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesine 50.000,00 TL, maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir,

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına karşı tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunduğu, davacı kadının numarasını başkalarına vererek kadını arattığı, erkek her ne kadar kadının başkalarıyla ilişkisi olduğunu iddia etmişse de kadının başka bir araçtan indiğine ilişkin ve başka bir erkeğin kadını yanağından öptüğüne ilişkin tanık beyanlarının tek başına sadakat yükümlüğünü ihlal olarak değerlendirilemeyeceği, … Batı 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/280 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde kadın hakkında fiilin gerçekleştiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği, ceza dosyasında tanık olarak beyanı alınan çocukların ifadeleri değerlendirildiğinde her ikisinin de ifadelerinin birbirinden farklı olduğu ve kadının atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı, yine Mahkemece dinlenen tanıklardan Necla Korkut’un her ne kadar 2018 kasımında yaşanan olayı başta görmemiş gibi anlattığı sonrasında olay anında orada olduğunu söylemişse de tanık …ın ceza dosyasında alınan ifadesinde olay akşamı teyzem Necla evde değildi şeklinde tanık …ise ceza dosyasında alınan beyanında teyzesi Necla’nın evde olduğunu beyan etmiş olup gerek tanık Necla Korkut’un olaya ilişkin çelişkili beyanları gerekse tanık …ın ve tanık Fidanur’un tanık Necla’nın evde olup olmadığına ilişkin birbirleriyle çelişkili beyanları dikkate alındığında bu hususta Mahkemece tereddüt hasıl olduğundan tanık Necla’nın olaya ilişkin beyanlarının hükme esas alınmadığı, bununla birlikte erkeğin, kadına yönelik tehdit hakaret eylemlerinin tanık beyanlarıyla sabit olduğu, kadının ise erkeğe ilgisiz ve soğuk davrandığı, telefonuyla sık uğraşarak ev işleriyle ilgilenmediği yine tanık beyanlarıyla sabit olup evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu, dosyaya sunulan sir raporu, ortak çocuklardan Fidanur’un ve …ın velâyet hususundaki isteği, çocukların psikolojik, fizyolojik ve ahlaki gelişimi dikkate alındığında çocukların velâyete ilişkin tercihlerinin üstün menfaatlerine ters düşmediği anlaşılmakla ortak çocuk Fidanur’un velâyetinin anneye, ortak çocuk …ın velâyetinin ise babaya verilmesi ve çocukların diğer ebeveynlerle arasındaki kişisel ilişkinin kardeşlerin birbirleriyle vakit geçirecek şekilde kurulması gerektiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk …ın velâyetinin babaya, Fidanur’un velâyetinin anneye verilmesine, karşılıklı kişisel ilişki kurulmasına, kadının asgari ücretle çalıştığı, yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluştuğu gerekçesi ile kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk …Zehir için aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına şartları oluştuğundan 7.000,00 TL maddî, 7000,00 TL manevî tazminata, erkeğin iştirak nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları yönünden talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile asıl davanın kabulü, Fidanur’un velâyetinin anneye verilmesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka ve tazminat takdiri ile Batuhan yönünden iştirak nafakasına hükmedilmemesi taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara izafe edilen kusurlarda bir isabetsizlik olmadığı, ancak tanık beyanları dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu kusurununda ispatlandığı bu haliyle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin hafif, davacı-karşı davalı kadının ise ağır kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat verilmesi koşullarının oluşmadığı, erkek yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleştiği, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu, ortak çocuk …için hükmolunan iştirak nafakası miktarının az olduğu, ortak çocuk …ın istinaf inceleme tarihi itibariyle ergin olup tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; davalı-karşı davacı erkek vekilinin kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddine yönelik, davacı-karşı davalı kadının ise iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, davada kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, kararın ilgili bentlerinin hükümden çıkarılmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle …yönünden aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk …ın 03.09.2003 doğumlu olup istinaf karar tarihi itibariyle reşit olmakla dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davacı-karşı davalı kadından alınarak davalı-karşı davacı erkeğe ödenmesine, davalı-karşı davacı erkeğin velâyet ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı kadından alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hem kadın yararına yoksulluk nafakası kaldırılarak hemde çocuk yararına yeterli iştirak nafakasına hükmedilmeyerek yoksulluğa sürüklendiğini, dosyada ağır kusurlu olanın erkek olduğunu aleyhe tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk Batuhan yararına da tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek yararına hükmolunan tazminatlar, ortak çocuk Batuhan yararına hükmolunan tedbir nafakası, …yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı ve nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden temyiz edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, karşı davanın kabulü ile erkek yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, çocuklar yararına hükmolunan nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.