Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/8905 E. 2023/6464 K. 25.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8905
KARAR NO : 2023/6464
KARAR TARİHİ : 25.12.2023


MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1390 E., 2023/1205 K.


KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı … erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… erkek vekili dava dilekçesinde; kadının, 7 aylık kızını bırakarak siyasi parti seçim çalışmasını bahanesiyle sabah 08.00’de evden çıktığını, gece saat 24.00’e kadar eve gelmediğini, evden ayrıldığını, telefonlarını açmadığını, müvekkilinin yokluğunda eve gelen kadının 10.000,00 TL ve bir miktar giysi alarak evden gittiğini, 3 gün eve gelmediğini, kadının kuzeninin telefonundan … isimli bir erkek ile mesajlaştığını öğrendiğini, şok olduğunu, kadının üç gün boyunca bu kişinin evinde kaldığını ve birlikte olduklarını, kadının, annesi ve kuzeninin, taciz iddiası ile müvekkilini suçlayarak şikayetçi olmalarını sağladığını, kadının amacının müvekkilini hapse attırıp evde … ile birlikte oturmak olduğunu, kendisini affetmesi halinde uzaklaştırma kararını kaldırtacağını ve kuzenine ait şikayeti geri aldıracağını söylediğini, kadının mesajlaşmalarının ve ilişkisinin devam ettirdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 75.000,00 TL manevî tazminat ile 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önceden Anamur 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/262 Esas 2018/344 Karar numaralı dosyasında boşanma davası açtığını ancak eşinin düzelebileceğini düşünerek davasından feragat ettiğini, ancak erkeğin eşine ve çocuklarına karşı davranışlarını düzeltmediğini, şiddetini arttırarak devam ettirdiğini, müvekkilinin sonradan duyduğu istismar ve taciz olaylarını devam ettirdiğini, erkeğin, müvekkiline fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, tekme atmak suretiyle bilek kemiğini kırdığını, müvekkilini darp ettiğini, tehdit ettiğini, aşağıladığını, ortak konuta 5 gün almadığını, müvekkilinin kuzenine cinsel istismarda bulunduğunu, ters ilişki gibi sağlıksız taleplerde bulunduğunu, müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izlettirdiğini, müvekkilinin annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunduğunu, büyü yaptırdığını, sürekli alkol tüketip sarhoş olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması, hayata kast, pek kötü ya da onur kırıcı davranış ile küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebeplerine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2020 tarihli ve 2019/149 Esas, 2020/56 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık anlatımı ve toplanan delillerden erkeğin, eşini darp ettiği, müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izlettirdiği, kadının annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunduğu, büyü yaptırdığı ve sürekli alkol tüketip sarhoş olduğu; kadın tarafından 27.07.2018 tarihinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasından sonra, tarafların barışarak yaklaşık 8 ay kadar birlikte yaşadıkları, barışma neticesinde her iki tarafın da davadan sonra barışarak bir araya gelme tarihine kadar eşlerin kusurlu davranışları varsa bile bu kusurlu davranışları affetmiş, en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabul edilmesinin zorunlu olduğu, toplanan delillere göre tarafların; kadının açtığı boşanma davasından sonra tarafların barışarak birlikte yaşadıklarının sabit olduğu, tarafların ortak beyanıyla 2019 yılı Nisan ayına kadar beraber yaşadıkları, davalı-davacı kadının bu tarihte (25 Nisan 2019) koruma kararı alması üzerine tarafların tekrar ayrı yaşamaya başladıkları, erkeğin, barış sonrası kadının kusurlu davranışlarına ilişkin ileri sürdüğü iddia ve vakıaları gösterdiği ve dosyada toplanan tüm delillere göre ispat edemediği belirtilerek erkeğin asıl davasının reddine; birleşen dosyada kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 163 üncü maddeleri kapsamında açtığı davaların; ileri sürdüğü hayata kast, pek kötü ya da onur kırıcı davranış ile küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme vakıalarının tarafların bir araya gelmeleri nedeniyle af kapsamında kaldığı ve sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine; kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açtığı dava yönünden; erkeğin aykırı tutum ve davranışlarıyla evlilik birliğinin yıkılmasına sebep olduğundan tam kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu belirtilerek kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların halen anne ile birlikte yaşadığı, alınan uzman raporunda da velâyetin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtilmiş olması, anne bakım ve ilgisine muhtaç oldukları dikkate alınarak velâyetlerinin anneye bırakılmasına, baba ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk … için aylık 400,00 TL, … için aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, tanık beyanından erkeğin şehirler arası otobüs işletmesi muavinliği yaptığı, kadının ise geçici güvenlik görevlisi olduğu, kadının yoksulluğa düşeceği yönünde kanaat oluştuğundan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … erkek vekili; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2022 tarih ve 2020/1105 Esas, 2022/741 Karar sayılı kararıyla; toplanan delillere göre, taraflar arasında anlaşmazlık olduğu, davalı-davacı kadının … erkek hakkında Anamur 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/262 Esas sayılı dosyasıyla 27.07.2018 tarihinde boşanma davası açtığı, 10.08.2018 tarihi itibariyle bu davasından feragat ettiği ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, tarafların bu feragatten sonra barışarak bir araya geldikleri, yaklaşık 9 ay kadar birlikte yaşadıkları, tarafların varsa bile karşılıklı olarak kusurlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunun kabulü gerektiği yönündeki İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin doğru olduğu, … erkeğin dilekçesinde iddia ettiği güven sarsıcı davranış vakıasının feragatle sonuçlanan davadan önce olduğu, dolayısıyla bu vakanın kadına kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu, tarafların birlikte yaşadıkları 9 aylık süreçte … erkeğin kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen eşini darp etme dışında müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izletme, kadının annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunma, büyü yaptırma ve sürekli alkol tüketip sarhoş olma vakalarının feragatle sonuçlanan davadan önce gerçekleştiği, dolayısıyla bu kusurların … erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu, sadece taraflar arasında en son olarak gerçekleşen ve Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/562 Esas, 2021/1243 Karar sayılı dosyasında yargılama konusu yapılan eşe karşı fiziksel şiddet uygulama vakasından dolayı … erkeğe kusur yüklenmesi gerektiği anlaşıldığından erkeğin; kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun vakıa yönünden kabulüne, erkeğe kusur olarak yüklenen müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izletme, kadının annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunma, büyü yaptırma ve sürekli alkol tüketip sarhoş olma vakalarının gerekçeden çıkartılmasına, boşanmaya yol açan olaylarda eşine karşı fiziksel şiddet uygulayan … erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … erkek vekili kadının kabul edilen davası, erkeğin davasının reddi ve velâyet yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 27.06.2022 tarih ve 2022/4259 Esas, 2022/6270 Karar sayılı kararı ile erkeğin iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile davasının reddine karar verildiği; ancak … erkeğin delil listesinde yer alan ve İlk Derece Mahkemesince dosya içeriğine kazandırılan, ilgili GSM şirketi tarafından CD içinde gönderilen telefon görüşme dökümleri üzerinde erkeğin, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna ilişkin iddialarını kapsayacak şekilde inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca, toplanan tüm delillerin hep birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının hatalı olup bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre … erkeğin davası hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğinden sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince verilen, toplanan delillere göre, taraflar arasında anlaşmazlık olduğu, davalı-davacı kadının … erkek hakkında Anamur 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/262 Esas sayılı dosyasıyla 27.07.2018 tarihinde boşanma davası açtığı, 10.08.2018 tarihi itibariyle bu davasından feragat ettiği ve davalının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, tarafların bu feragatten sonra barışarak bir araya geldikleri, yaklaşık 9 ay kadar birlikte yaşadıkları, barışmadan önceki olaylar yönünden tarafların varsa bile karşılıklı olarak kusurlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunun kabulü gerektiği yönündeki İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen eşini darp etme dışında müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izletme, kadının annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunma, büyü yaptırma ve sürekli alkol tüketip sarhoş olma vakalarının feragatle sonuçlanan davadan önce gerçekleştiği, dolayısıyla bu kusurların … erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu, sadece taraflar arasında en son olarak gerçekleşen ve Anamur 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/562 Esas 2021/1243 Karar sayılı dosyasında yargılama konusu yapılan eşe karşı fiziksel şiddet uygulama vakasından dolayı … erkeğe kusur yüklenmesi gerektiği, davalı-davacı kadının ise; GSM şirketinden gönderilen CD üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre feragatle sonuçlanan davadan sonra birlikte yaşanılan 9 aylık süreçte hayatın olağan akışına aykırı zamanlarda ve sayıda başka erkeklerle görüşme yaptığı, mesaj gönderdiği, davalı-davacı kadının eşini aldatmasa bile en azından bu şekilde telefonla görüşme yaparak güven sarsıcı davranış sergilediği, bu vakıadan dolayı kadına kusur yüklenmesi gerektiği anlaşıldığından … erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, … erkeğe kusur olarak yüklenen müstehcen filmler izleyip küçük oğlu ve yeğenine izletme, kadının annesinin karşısında ahlak dışı cinsel hareketlerde bulunma, büyü yaptırma ve sürekli alkol tüketip sarhoş olma vakalarının gerekçeden çıkartılmasına, boşanmaya yol açan olaylarda eşine karşı fiziksel şiddet uygulayan … erkeğin ağır kusurlu, güven sarsıcı davranış sergileyen davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine, boşanmaya yol açan olaylarda davalı-davacı kadının az da olsa kusuru bulunduğundan … erkeğin asıl davanın reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davaya ve asıl davadaki yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, bu konuda yeniden düzenleme yapılması gerektiğinden; … erkek tarafından açılan asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesi doğru olduğundan erkeğin velâyet talebinin reddine, … erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, … erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine yönelik karara karşı süresi içinde … erkek vekili, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ile velâyet yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Dairemizin 07.06.2023 tarihli 2023/3789 Esas, 2023/2985 Karar sayılı ilamı ile, Dairenin 27.06.2022 tarih ve 2022/4259 Esas, 2022/6270 Karar sayılı kararı … erkeğin delil listesinde yer alan ve İlk Derece Mahkemesince dosya içeriğine kazandırılan, ilgili GSM şirketi tarafından CD içinde gönderilen telefon görüşme dökümleri üzerinde erkeğin, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna ilişkin iddialarını kapsayacak şekilde inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca, toplanan tüm delillerin hep birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, bu bozma kararı neticesinde İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları istinaf ve temyiz edilen yönlerden tüm hüküm ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin, Dairenin bozma ilamının niteliği gereği güven sarsıcı davranış iddiası yönünden telefon görüşme dökümleri üzerinde inceleme yapmak suretiyle hüküm mahkemesi olarak hareket etmesi gerektiği dikkate alınarak, tüm hususlara ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b-2) bendi uyarınca infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin davasında verilen boşanma hükmünün temyiz edilmeyerek kesinleştiği de dikkate alınarak her iki boşanma davası ve boşanmanın fer’îleri yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının ise güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, boşanmaya yol açan olaylarda eşine şiddet uygulayan erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, her iki tarafça karşılıklı 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan boşanma davalarının kabulü gerektiği ancak erkek tarafından açılan davada verilen boşanma hükmünün taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden taraflarca açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının konusuz kaldığı, tarafların ortak çocukları 2018 doğumlu … ve 2017 doğumlu …’nın velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin daha fazla kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, boşanmayla en azından eşinin maddî desteğini yitirecek olan ve boşanmaya yol açan olaylar nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdirine, boşanmayla yoksulluğa düşecek olan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası takdirine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle … erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü İstinaf ve Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı-davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 163 üncü maddesi kapsamında açılan davalar hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, … erkek tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden, davalı-karşı davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında açılan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir, … yararına aylık 400,00 TL, … yararına aylık 350,00 TL iştirak, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin şartları oluşmadığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
… erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, velâyet, çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ile erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesinin çocukların üstün yararlarına, yaşlarına, gelişimlerine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup … erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.