YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8632
KARAR NO : 2023/6070
KARAR TARİHİ : 07.12.2023
…
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1564 E., 2023/1542 K.
…
…
…
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan davalı-davacı kadının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
… erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; özel bir firmada ilaç satış sorumlusu olarak çalıştığını, davalı-davacının ise çocuk baktığını, kadının önceliğinin anne, babası ve kardeşleri olduğunu, ailesini her zaman haklı gördüğünü, kadının ailesinin evlilik birlikteliğine müdahalede bulunduklarını, kadının sessiz kaldığını, kendisini yabancı gibi dışlandığını, kadının kardeşinin, herkesin bulunduğu bir ortamda aşağılayıcı cümleler sarf ettiğini ve onuru ve gururunu kırdığını, evlilik birlikteliği içerisinde gerek eşi, gerek ailesi tarafından defalarca hakaretlere ve aşağılamalara maruz kaldığını, eşinin hiçbir zaman desteğini hissetmediğini, evlilik birliğinde her zaman haksız olmaktan ve suçlanmaktan yorulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı davanın dilekçesinde; evlilik birlikteliğinin son bulmasında davacı-davalının tek ve tam kusurlu olduğunu, erkeğin evliliğin başından itibaren müvekkiline fiziki, sözlü, psikolojik, ekonomik, cinsel, duygusal şiddet uyguladığını, ortak çocuklara karşı da sözlü şiddet uyguladığını, erkeğin iddialarının yıllar öncesine dayandığını ve tarafların ortak konutta yaşamaya, normal hayatlarına devam ettiklerini tatillere de gittiklerini, müvekkilinin kız kardeşinin erkeği aşağılamadığını, erkeğin yanlış anladığını, erkeğin müvekkilinin kız kardeşi evlerine geldiğinde hoş geldin demediğini, müvekkilinin, erkeğe bu durumu sorduğunda ise erkeğin, müvekkiline şiddet uygulayarak ortak haneyi terk ettiğini, bir ay eve gelmediğini, müvekkili ve çocuklarını arayıp sormadığını, ihtiyaçlarını da karşılamadığını, erkeğin evlilik birlikteliğinde evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiği, evi terk etmediği dönemlerde ise müvekkili ile aylarca konuşmadığını, odasını ayırdığını, kazancını nereye harcadığını müvekkilinden her zaman gizlediğini, ortak haneyi satacağını söyleyerek müvekkilini ve ortak çocukları tehdit ettiğini, alkol kullandığını iddia ederek asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ergin olmayan ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir iştirak kadın için 1.500,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadıkları, en son gitmiş oldukları tatil dönüşünde erkeğin boşanma kararı aldığı, kızına bu hususu açıkladığı, kadına sevgisinin saygısının kalmadığını, kadının sözünü dinlemediğini, annesinin yanına gittiğini beyan ettiği, ancak kadının eşiyle konuşup anlaşarak özel günlerde ailesini ziyarete gittiği, erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini istemediği, ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, boşanma kararı aldıktan sonra evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, yatağını ayırıp oğlunun odasında yatmaya ve geceleri de eve geç gelmeye başladığı, her iki tarafın da boşanmak istediği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık 450,00 TL iştirak nafakasına kadın için aylık 600,00 TL tedbir, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1…. erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalı-davacı tarafın itirazlarının yerinde olmadığını, yakın tanık beyanlarıyla kusurun ispat edilemeyeceğini, manevî tazminat koşullarının oluşmadığını, müvekkiline yüklenen kusurların doğru olmadığını, davalı-davacının davranışları nedeniyle müvekkilinin yatağını ayırdığını, evi terk ettiğini, karşı davanın kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle asıl davalarının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece tanıklara sınırlı soru sorma hakkı tanındığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, erkeğin gelirlerine ilişkin araştırma yapılmadığını, ek gelirlerinin tespit edilmediğini, erkeğin telefon kayıtlarının getirtilmediğini, kendisine tahsis edilen aracın kaydının istenmediğini, gelen belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığını, SGK kayıtları ile yetinildiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların düşük olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını, karşı davasının tamamen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 sayılı Kanun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, isabetsizlik bulunmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin tüm istinaf başvuru talepleri ile davalı-karşı davacı kadının tanıklarına sınırlı sorma hakkı tanınmasına yönelik istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davalı-karşı davacı kadının tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40,000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … erkek vekili her iki dava ve fer’îleri yönünden, davalı-davacı kadın vekili maddî ve manevî tazminatın miktarı ve istinaf aşamasına güncel vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 26.04.2023 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla 80.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. … erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle hükmedilen tazminatların fahiş olduğundan bahisle maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle adli yardım talebinde bulunarak, hükmedilen miktarların tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre düşük olduğundan bahisle maddî tazminat, manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı ile bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan istinaf duruşması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Hukuk Genel Kurulu’nun bozma sonrası istinaf duruşma vekâlet ücreti verilemeyeceğine dair 04.03.2021 tarih, 2021/2-9 Esas, 2021/205 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadının adli yardım talebinin KABULÜNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının …’e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…
…