Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/8523 E. 2023/5473 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8523
KARAR NO : 2023/5473
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/878 E., 2023/1053 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Keşan 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/205 E., 2022/769 K.

Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velayetin değiştirilmesi davasının reddine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 01.10.2018 tarihinde boşandıklarını, 15.07.2006 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakıldığını ve müvekkili ile kişisel ilişki tesisine karar verildiğini, zaman içerisinde annenin çocuğu babayla görüştürmek konusunda tutucu davrandığını ve görüştürmemeye başladığını, davalı ve ailesinin küçükle görüşmesi karşılığında müvekkilinden para talep ettiklerini, zaman içerisinde annenin çocuğa ilgisinin azaldığını ve başka bir gönül ilişkisine kaydığını, resmi evli olmamasına rağmen soyismini değiştirdiğini, birlikte yaşadığı kişiyle ilgili evimin reisi, kalbimin sahibi, canım kocam gibi paylaşımlarda bulunduğunu, küçükle ilgilenmediğini ve bakımını bir yıldır tamamıyla annesine bıraktığını belirterek küçüğün velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, evlilik birliği devam ederken davacının imam nikahlı başkasıyla evlendiğini, doğduğu günden beri küçüğe babalık etmediğini, çocukla bir kez dahi görüşme talebinde bulunmadığını, müvekkilinin gönül ilişkisi yaşadığı kişi ile nişanlandığını ve nikahlanacağını, kimseyle yaşamadığını ve evlilik hayatı sürmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporlarının içeriği, çocuğun uzman incelemesi sırasındaki beyan ve tercihi, yargılama aşamasında davalı anne yanında olan çocuğun yaşı, alıştığı ortam ve genel ilkeler birlikte dikkate alındığında velâyetin değiştirilmesini haklı gösterir bir kriterin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, velâyeti davalı annede olan çocuk ile babası arasında; her ayın 1 inci ve 3 üncü haftası Pazar günü saat 12.00’den aynı gün saat 17.00’a kadar, dini bayramların 2 nci günü saat 12.00’den aynı gün saat 17.00’a kadar, babalar günü saat 10.00’dan aynı gün saat 17.00’a kadar yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin ileri sürdükleri hususları, delilleri, tanık beyanlarını yok saydığını, taraflar arasında daha önce var olan baba ile kişisel ilişki hususunda da tüm taleplerinin, değişen hayat şartları ve çocuğun babasıyla daha fazla vakit geçirmesi gerektiğinin, davalının başka şehirde yaşıyor olması sebebiyle yatılı görüş talebinin göz ardı edildiğini, kişisel ilişkinin sadece babayla da olmayacağı, akrabaları ile de olması gerektiği düşünüldüğünde kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğunu, velâyetin babaya bırakılması olmadığı takdirde baba ile küçük arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulması gerektiğini ileri sürerek velâyetin değiştirilmesi davasının reddi ve kişisel ilişkinin süresi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaları ile küçüğün velâyetinin anneye verildiği, annenin velâyet görevini yerine getirmediğine, çocuğu ihmal ve istismar ettiğine ilişkin somut maddî bir olgunun ortaya konulmadığı, küçüğü baba ile görüştürmediğine ilişkin iddianın ispat edilemediği, kadının dava tarihi itibarıyla birlikte olduğu kişi ile resmen evlendiği, çocuğun yaşı, tercihi, yerleşik düzeni, alıştığı ve benimsediği düzenden ayrılmasını gerektirir bir durumun varlığının tespit edilmemesi dikkate alındığında davanın reddine ilişkin sonuç kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacının velâyet değişikliğine yönelik istinaf talebinin esastan reddine, her ne kadar davacı dava dilekçesinde kişisel ilişki talebinde bulunmamış ise de, kişisel ilişkinin kamu düzenini ilgilendirdiği, ortak çocuk baba ile kişisel ilişki kurmak istemediğini belirtmiş ise de bu isteğini somut şekilde temellendirmediği, dosyada yatılı kişisel ilişkiye engel bir durumun varlığının ortaya konulmadığı gerekçesiyle davacı babanın bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kişisel ilişki tesisine ilişkin hükmünün kaldırılarak inceleme tarihine kadar geçen sürede çocuğun büyüyen yaşı, anayasal hak olan baba ile çocuğun birbirlerini tanımak, iyi ilişki kurmak ve manevî bağlarının devamını sağlamak ve babalık duygularının tatmini açılarından ortak çocukla baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri saat 10.00’dan Pazar günü saat 18.00’e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00’dan 3. günü saat 18.00’e kadar, yarıyıl tatilinin ilk haftası Pazartesi günü saat 10.00’dan Pazar günü saat 18.00’a kadar, her yıl yaz tatillerinde 01 Temmuz günü saat 10.00’dan, 31 Temmuz günü saat 18.00’e kadar baba yanında kalacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların fiilen ayrıldıkları dönemde ortak çocuğun bebeklik döneminde olduğunu, babanın çocuğu uzun süre arayıp sormadığını, baba ile çocuk arasında sağlıklı baba kız ilişkisi olmadığını, çocuğun babanın kötü muamelesine maruz kaldığını, babanın şiddete eğilimli olduğunu, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması gerekirken genişletilmesinin hatalı olduğunu, küçüğün babasına alışmasının belli bir süreç gerektirdiğini, yatılı kişisel ilişki kurulmasını çocukta travmalara neden olabileceğini ileri sürerek kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı baba ile ortak çocuk arasında Bölge Adliye Mahkemesince kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kamu düzenini ilgilendirilip ilgililendirmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.