YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/839
KARAR NO : 2023/3662
KARAR TARİHİ : 05.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2222 E., 2022/2209 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ve kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiklerini, üç tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalı karşı davacının evlilik birliğinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkiline şiddet uyguladığını, gizli telefonunu yakaladığını, yine sürekli alkol aldığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, savurganlık derecesinde yapmış olduğu harcamaları müvekkili açısından ortak hayatı çekilmez hale getirdiğini, müvekkiline hakaret ettiğini iddia ederek; ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, çocuklar ve müvekkili için tedbir nafakasına, yararına 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata, aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için aylık 500,00’er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacı karşı davalı …’ın evinin ve çocuklarının sorumluluğunu yerine getirmediğini, eşine ve çocuklarına karşı çok ilgisiz olduğunu, psikolojik sorunları bulunduğunu, intihara kalkıştığını, aşırı kıskanç olduğu, tüm hesaplarının şifrelerini değiştirdiğini, ailesine oğlunuz hakkında elimde görüntüler ve videolar var diyerek tehdit ettiğini, şiddet uygulamaktan hüküm giydiğini, kadının ailesine karşı ilgisiz tavırlarının olduğunu, asli kusurlu olduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak, müvekkiline verilmesine, çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplamda 1.500,00 TL iştirak nafakasının davacı karşı davlıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının eşine şiddet uyguladığı, kıskanç tavırlar sergilediği, eşinin babasını arayıp, “oğlunun elimde görüntüleri var, sizi bütün sülaleye rezil ederim” şeklinde tehdit ettiği, davalı karşı davacı erkek ise; eşinin rahatsız olacağı şekilde alkol kullandığını, evinin ihtiyaçlarını almayarak, eşine karşı güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, eşine “penguen gibi yürüyorsun” dediği, çocuklarıyla ilgilenmediğini, eşinin elinden parasını aldığını, yüzüne tükürdüğünü, şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler, müşterek çocukların yaşı ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, müşterek çocukların mutluluğu, huzuru, psikolojik ve fiziki gelişimi açısından velayetlerinin davacı karşı davalıya verilmesinin daha uygun olacağı kanaatine varılarak, müşterek çocukların velayetlerinin davacı kadına verilmesi, bilirkişi raporu, çocukların yaşı ve dosya kapsamı dikkate alınarak, davalı karşı davacı babayla çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının çalışmadığı, düzenli ve sürekli bir gelirinin olmadığı, yoksulluğa düşeceği belirtilerek; kadın yararına aylık 500,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının bugün itibari ile aylık 100,00 TL arttırılmasına, toplamda davacı karşı davalı kadın için aylık 600,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kesinleşmeden sonra aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, çocuk ….için aylık 450,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının bugün itibari ile aylık 50,00 TL arttırılmasına, yine müşterek çocuklar……ve ……’ın her biri için ayrı ayrı aylık 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının bugün itibari ile aylık 100,00’er TL arttırılmasına, toplamda müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, hükmedilen tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, hükmedilen iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat ve manevî tazminat, iştirak nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile özetle; kadın yararına nafaka ve tazminata hükmetmek için kadının az kusurlu olması gerektiğini, ancak kadının az kusurlu olmadığını, ağır ve asli kusurlu olan tarafın kadın olduğunu, kadının aldatmak ve buluşmak amaçlı watsap yazışmalarının olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğunu, defalarca intihara kalkıştığını, çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesinin uygun olmadığını, kendi isteği ile iş yeri açtığını, eşinin kendisine destek olduğunu, bu yönde kendisine baskı yapmadığını, kendisinin bir kusurunun bulunmadığını bildirerek Mahkeme kararının kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kadına yüklenen kusurların doğru olmadığını, erkeği darp etmediğini, kendini korumak için eşini tutmaya çalıştığını, kıskanç tavırlar sergilemediğini, davacı karşı davalının yaşadığı olayların ağır tranvalara sebep olduğunu, defalarca darp edilip, aldatıldığını, davalı karşı davacının maddî durumunun iyi olduğunu, bu sebeple maddî ve manevî tazminat miktarlarının ve nafaka miktarlarının az olduğunu, karşı davanın ispatlanmadığını bu sebeple kabulünün yerinde olmadığını bildirerek, davalının tam kusurlu olduğunun tespiti ile, karşı davanın reddine, maddî-manevî tazminat ile nafaka miktarlarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkeğin tüm istinaf başvuru talepleri ile davacı-karşı davalı kadının; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin hükümden çıkarılmasına, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl Tüik tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasını, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına az kusur olarak yüklenen vakıaların doğru olmadığını, erkeğe kadının şiddet uygulamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kadın yararına hükmolunan tazminat miktarlarının az olduğu, çocuklar yararına hükmolunan iştirak ve kadın yararına yoksulluk nafakasının ekonomik gelişmeler nedeni ile cüzi kaldığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır ve asli kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olması halinde tazminat ve nafakaya hükmedilemeyeceği, kadının pek çok kez intihara kalkıştığı dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek: kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.