Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/820 E. 2023/942 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/820
KARAR NO : 2023/942
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi davasının reddine, müşterek çocuk ile anne arasında daha evvel kurulan yatılı kişisel ilişkinin kaldırılarak yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince anne ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini içeren hüküm fıkrasının karardan çıkartılmasına, kadının reddedilen velâyetin değiştirilmesine ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının … Aile Mahkemesi’nin 2016/23 Esas ve 2016/257 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, esasen davanın kadın tarafından çekişmeli olarak açılmış iken yargılama aşamasında davalı erkeğin baskıları sonucunda müşterek çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesi şartı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, asıl arzusunun velâyetin anneye verilmesi yönünde olduğunu, davalının müşterek çocuğu babaannesine bırakarak başka bir yere yerleştiğini, müşterek çocuğun hem anne hem baba sevgisinden mahrum kaldığını, davalı tarafın fazla alkol almaya ilişkin problemleri olduğunu, velâyetin kullanılması konusunda sağlıklı davranamadığını, müşterek çocuğun babaannesinin boşanma kararındaki kişisel ilişkiye dair hükümlere uymadığını, davalının da bu hususa özen göstermediğini, davacı kadının yeniden bir evlilik yaptığını bu evlilikte huzurlu olduğunu, çocuğa maddî ve manevî anlamda eksiklik çektirmeyeceğini belirterek müşterek çocuğun velâyetinin davalı babadan alınarak davacı anneye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ancak gerçek boşanma sebebinin kadının sadakatsiz davranışları olduğunu, müşterek çocuk henüz 3-4 yaşlarında iken davacı kadının müşterek eve bir erkek şahıs aldığını ve müşterek çocuğun yanında samimi buluşmalar yaptığını, kadının boşandıktan sonra düzenli bir hayat kuramadığını, velâyetin babadan alınmasını gerektirir herhangi bir durumun gerçekleşmediğini, müşterek çocuğun annesinin eşini sevmediğini, velâyetin değişmesi durumunda çocuğun alıştığı düzenden kopacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davası neticesinde müşterek çocuğun velâyetinin babasına bırakılarak anne ile arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edildiği, küçüğün 2016 yılından beri baba, babaanne ve dedesi ile birlikte kaldığı, müşterek çocuğun yaşadığı ortamda velâyetin değiştirilmesini gerekli kılacak olumsuz herhangi bir durum tespit edilemediği, çocuğun uzman eşliğinde alınan beyanında babası ile birlikte yaşamaya devam etmek istemesi ve annesinin yanında yatılı olarak kalmak istememesine ilişkin ifadelerin varlığı da dikkate alındığında davacının velâyetin değiştirilmesine ilişkin davasının reddine, boşanma hükmü ile kurulan “Her yıl anneler gününde saat 10:00 ile 18:00 arasında, sonu tek rakamla biten yılların kurban bayramları ile sonu çift rakamla biten yılların … Bayramlarının 1.günü saat 10.00 ile son günü saat 18.00 arasında, her ayın 2. Ve 4. hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 18.00 arasında, sömestre tatilinin ilk haftasında 7 gün süre ile ve her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında bir ay süre ile sürenin başladığı gün saat 10:00 ile sürenin bittiği gün saat 18:00 arasında görüşmek sureti ile” şeklindeki kişisel ilişki kaldırılarak “Her yıl anneler gününde saat 10:00 ile 18:00 arasında, çocuğun doğum günlerinde saat 10:00 ile saat 18:00 arasında, Her ayın 1.ve 3.hafta sonu Pazar günleri saat 10:00 ile saat 18:00 arasında, dini bayramların 1.günü saat 10:00 ile saat 18:00 arasında” anne ile çocuk arasında daha sınırlı ve yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvurusunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yanlı olarak hazırlandığını, gerçeğe aykırı tespitler içerdiğini, müşterek çocuğun hem anne hem baba sevgisinden mahrum bir şekilde her iki ebeveynden de ayrı olarak yaşadığını, müşterek çocuğun yönlendirilmiş beyanlarına dayanılarak yatılı kişisel ilişkinin kaldırılmasına dair İlk Derece Mahkemesi Kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı erkeğin alkol problemi yaşadığını, mahkemece bu hususa ilişkin araştırma yapılmadığını, davalı erkeğin talebi dahi olmadan müşterek çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı reddedilen velâyetin değiştirilmesi davası ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyetin değiştirilmesini gerektirecek yeterli ve inandırıcı delillerin ortaya konamadığı, müşterek çocuğun görüşü ve tanık beyanları doğrultusunda velâyetin değiştirilmesine ilişkin olarak açılan davanın reddinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ancak mahkemece, sosyal inceleme raporuna istinaden yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi yoluna gidilmiş, anne ile çocuk arasında boşanma davasında kurulan kişisel ilişki kaldırılarak daha sınırlı ve yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmiş ise de bu hususta davacı tarafın herhangi bir talebinin olmadığı, hakimin tarafların talep ve sonuçları ile bağlı olduğu, talepten daha fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğine dair 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi de göz önüne alınarak, kişisel ilişkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı yönünde yapılan değerlendirme ile davacı kadın vekilinin velâyetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi yoluyla İlk Derece Mahkemesi’nin müşterek çocuk ile anne arasında boşanma hükmü ile tesis edilen kişisel ilişkinin kaldırılması ve yeniden daha kısıtlı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesine dair olan 2 ve 3 numaralı maddelerin hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; çocuğun üstün menfaatleri gözetilerek mahkeme tarafından kişisel ilişkinin kendiliğinden değiştirilebileceğini, müşterek çocuğun idrak çağında olduğunu ve sosyal inceleme raporu ile mahkemedeki beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından çocuğun beyanları doğrultusunda anne ile yatısız olacak şekilde kurulan kişisel ilişkinin doğru olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan velâyetin değiştirilmesi talepli davada müşterek çocukla davacı annesi arasında daha önce görülen boşanma davasında kurulan kişisel ilişkinin talep olmadığı halde yeniden düzenlenip düzenlenemeyeceği, kişisel ilişki düzenlemesinin kamu düzenine ilişkin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 182 nci maddesi, 183 üncü maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası, 330 ila 351 inci maddeleri arası, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 1 inci ve 4 üncü maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 4 üncü maddesinin b bendi, 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.