Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/813 E. 2023/3805 K. 11.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/813
KARAR NO : 2023/3805
KARAR TARİHİ : 11.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/580 E., 2022/1593 K.

KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 13. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde üçüncü şahısların da huzurunda hakaret ve sövme içerikli söylemlerde bulunduğunu, davalının ekonomik gücünü evlilik birliği içerisinde kullanarak müvekkilini tehdit vari baskı aracı olarak kullandığını, evine ve eşine karşı sorumsuz olduğunu, öfke kontrolünü sağlayamadığını, çıkan kavgada müvekkilinin yüzünü ısırdığını, davalının her geçen gün alkol kullanımının arttırdığını, epilepsi hastası olan müşterek çocuğa dahi şiddet uyguladığını, müvekkilinin fiziksel, duygusal, ekonomik ve sosyal yönden şiddete maruz kaldığını, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk ve müvekkili lehine 15,000’er TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası ile 2.000.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hususların doğru olmadığını, davacı tarafın haklı çıkmak için müvekkiline asılsız isnatlarda bulunduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirkette cafe işletmeciliği yaptığını, aynı zamanda davacının da burada çalıştığını, bilakis davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ailenin ekonomik durumunu tehlikeye soktuğunu, müvekkilinin davalıya evlilik birliği içerisinde hiçbir zaman fiziksel, psikolojik, ekonomik ve sosyal şiddette bulunmadığını, buna ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, talep edilen nafakaların ve tazminatların fahiş olduğunu, dolayısıyla açılan davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan, küfür eden erkeğin ağır, eşinin ve ailesinin desteği ile açtığı işyerinde ekonomik olarak istenilen geliri elde edemediği ve kapatılması istenildiği halde bu tavsiye ve telkinlere uymayan kadının az kusurlu olduğu kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,tarafların müşterek çocukları Aras ‘ın velâyetinin anneye bırakılmasına, velâyeti anneye bırakılan çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tahsilde tekerrür oluşturtmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere velâyeti anneye bırakılan çocuk için her ay 5.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar tarihi itibarı ile bu tedbir nafakasının 2.500,00 TL daha artırılarak 7.500,00 TL ‘ye çıkarılmasına, tahsilde tekerrür oluşturtmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her ay 2.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde 3.500TL yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 500.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminatlar ve tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminatlar ve tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar,nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi,175 inci, 182 inci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm; davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun’un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.