Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/8017 E. 2023/5508 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8017
KARAR NO : 2023/5508
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/918 E., 2023/910 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1…. kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin müvekkilini paragöz olmakla suçladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, öğretmen olmasına rağmen erkeğin çalışmasına izin vermediğini, davalının kendisine “sırtını bana dayadın benim sırtımdan geçiniyorsun, kan emici sülük gibisin, ben nasıl istersem o şekilde yaşayacaksın ” şeklinde söylemlerde bulunarak rencide ettiğini, küçük düşürdüğünü, gelirinin büyük çoğunluğunu kendi ailesi ve kız kardeşine harcadığını, müvekkilini görmezden gelip yok saydığını, az harçlık vererek ekonomik şiddet uyguladığını, bilgisayar bağımlısı olduğunu zamanının çoğunu bilgisayar oyunlarına harcadığını hatta zaman zaman ayrı yemek yemek zorunda kaldıklarını, yataklarını ayırdığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin … anneye bırakılmasına, ortak evin davacı-davalıya tahsisine, … ve ortak çocuklar için aylık toplam 20.000,00 TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakasına, … lehine 500.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. … kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davalı erkeğin, müvekkiline yönelik yıllardır uyguladığı psikolojik şiddeti kendi maruz kalmış gibi çarpıttığını, davalı erkeğin; ailesini ve çocuklarını ihmal ederek gece sabahlara kadar pilot arkadaşları ile sık sık alkol aldığını, müvekkilinin buna tepki gösterip rahatsız olduğunu, erkeğin ise müvekkilini bu alkol masalarında istediğini, çok yüksek miktarda maaş alan davalı-davacı erkeğin ailesini ve çocuklarını parasızlıkla ve çaresizlikle cezalandırmayı ilke edindiğini belirterek birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. … kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin kendisini…isimli kadınla aldattığını,…isimli kadının kendisi ile konuşmak istediğini, yaptıkları görüşmede davalı-davacı erkek ile internette tanıştıklarını, sevgili olduklarını, kendisi …’da yaşamakta iken 2018 yılı Temmuz ayından beri davalı-davacı erkeğe ait ve Küçükçekmece’de bulunan eve taşındıklarını yaklaşık altı aydır birlikte yaşadıklarını, yönetime karşı yanlış anlaşılmamak için aralarında kira sözleşmesi düzenleyip yönetime verdiklerini, ancak davalı-davacıya herhangi bir kira ödemesi yapmadığını, birlikte yaşadıkları bu süre zarfında davalı-davacı erkeğin, görevinden açığa alınması üzerine birlikte yaşamanın tüm maddî külfetinin kendisinin çektiğini, tüm birikimini harcadığını, davalı-davacının tekrar göreve başlaması üzerine kendisini de başka bir kadınla aldattığının farkına vardığını, bu sebeple aralarının bozulduğunu, davalı-davacının kendisini evden kovmaya çalıştığını, birlikte yaşadıkları dönemde davalı-davacının kendisinden ortak çocuk Simay’a bahsettiğini, ancak onun tepkisi üzerine ayrıldık deyip ilişkiyi sakladıklarını iddia ederek tarafların zina sebebine dayalı olarak boşanmalarına, … lehine 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin boşanma yönündeki iradesini … kadına beyan etmesi üzerine yargılama sürecinde lehine kanaat oluşmasına sağlamak adına müvekkili hakkında iftiraya başvurduğunu, davacı-davalının iddialarını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetlerinin davalı-davacı babaya bırakılmasına, davalı-davacı lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekilinin birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin THY ‘da sorumlu kaptan pilot olarak görev yaptığını, … kadının müvekkilinin işini küçümsediğini, yaşadığı hayattan memnun olmadığını, evliliğin başından itibaren ortalamanın çok üzerinde hayat yaşamalarına rağmen başkalarının yanında müvekkilini şikayet ettiğini, küçük düşürdüğünü, özel günlerde aldığı hediyeleri beğenmediğini yani müvekkilinin takdir görmediğini, müvekkiline karşı soğuk ve mesafeli olduğunu zorunlu olmadıkça konuşmadığını, ancak çevresindeki erkeklerle samimi şekilde konuşup onlara “canım” diyerek hitap ettiğini, müvekkilinin kök ailesi ile de yakın ilişkiler kurmadığını, görüşmediğini, kabul edilebilecek miktardan çok fazla miktarda alkol tükettiğini, uyarılarına rağmen alışkanlığından vazgeçmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı-davacıya bırakılmasına, davalı-davacı lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, aradaki fiili ve hukuki bağlandığı nedeniyle Bakırköy 10. Aile Mahkemesi 2017/939 esas sayılı dosyasını ile birleştirilmesini talep etmiştir.
3. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, şahsın kiracısı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.10.2020 tarih 2017/939 Esas ve 2020/470 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğin ailesi ile görüşmediği, …’ya gittiğinde kendi ailesinin evinde kalıp erkeğin ailesinin evine gitmediği, erkeğin kız kardeşine hakaret ettiği, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin, kadına oranla daha ağır kusurlu kabul edilmesinin zorunlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının ve erkeğin birleşen boşanma davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklardan 2005 doğumlu …’nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, 16.10.2018 tarihinde kurulan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, sonrasında 2.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına davacı kadın lehine 16.10.2018 tarihinde kurulan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, sonrasında 3.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, yargılama sırasında reşit olan ortak çocuk Simay hakkında velâyet, kişisel ilişki ve nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının, zinanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … kadın vekili kusur belirlemesi, erkeğin boşanma davasının kabulü, zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, kadının boşanma davalarını kabulü, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk için hükmedilen nafaka ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2021/252 Esas ve 2022/1401 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamında dayanılan vakıalar ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, alınan beyanlar kapsamında kadının, erkeğin ailesi ile görüşmediği, …’ya gidildiğinde kendi ailesinin evinde kalıp erkeğin ailesinin evine gitmediğinin ispat edildiği, kadınına erkeğin kardeşine hakareti kusur olarak yüklenmiş ise de hakaretin erkeğin huzurunda meydana gelmediği, tanık tarafından ilk kez duruşmada dile getirildiği bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği yine de kusur oranının değişmeyeceği, … kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının yasal koşullarının oluşmadığı, erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranışlarının ispatlanamadığından kadının açtığı davada 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesi koşullarının da oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinde, velâyet, kişisel ilişki düzenlenmesinde, iştirak nafakasının miktarında isabetsizliğin bulunmadığı, … kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 manevî tazminata, kadının kabul edilen asıl davadaki İlk Derece Mahkemesi kararından “162 ve” bölümünün çıkarılmasına, kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, tarafların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir .

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, erkeğin boşanma davasının kabulü, zina hukuki sebebine dayalı ve 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı boşanma davalarının reddi, nafaka ve tazminatların miktarına yönelik, davalı karşı davacı erkek vekili kusur tespiti, kadının boşanma davasının kabulü, velâyet, ortak çocuk için hukmedilen nafaka ve kişisel ilişki düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 28.02.2023 tarihli ilamı ile dosya kapsamında davalı-davacı erkeğin; dava dışı üçüncü kadın şahıs ile aynı evde birlikte yaşadığına ilişkin davalı-davacı erkek ile üçüncü kadın şahıs arasındaki mesajlaşmalar, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/24132 soruşturma numaralı adli soruşturma dosyasındaki üçüncü şahıs…isimli kadının. “…davalı-davacı ile …’da tanıştıklarına, ilişki yaşamaya başladıklarına, ilişkinin başlaması üzerine erkeğin evinde birlikte yaşamaya başladıklarına…” ilişkin ifadesi, … tanığı …’in ” ……. ile yazışmalarını, fotoğraflarını hatta cinsel içerikli videolarını gösterdi, bu kadın ile …’ın yatakta çekilmiş müstehcen videolarını bizzat gördüm…” şeklindeki ifadesi ve tüm dosya içeriğine göre zinanın varlığının sübut bulduğu, bu halde kadının zinaya dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile bozulmuş, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen boşanma davalarına ve boşanmanın fer’îlerine yönelik sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığı belirtilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında dayanılan vakıalar ve toplanan delillerle erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, yine alınan beyanlar kapsamında kadının, erkeğin ailesi ile görüşmediği, …’ya gidildiğinde kendi ailesinin evinde kalıp erkeğin ailesinin evine gitmediğinin de sabit olduğu, kadının, erkeğin kardeşine hakaretinin kusur olarak yüklenemeyeceği, zinanın sübut bulduğu, kadına ve erkeğe başkaca izafe edilecek vakıa bulunmadığı, kusur belirlemesinde isabetsizlik olmadığı, kadının vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kusura yönelik istinaf talebinin reddine, erkeğin, kusura yönelik istinaf talebinin reddine, karar verilmesi gerektiği, kadının asıl davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin bir ve ikinci fıkrası gereğince kabulü ve erkeğin karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, kadının birleşen zina nedenine dayalı davasının reddinin isabetsiz olduğu, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranışının ispatlanamadığı, bu nedenle kadının açtığı davada 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesi koşullarının oluşmadığı, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesi ve ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi ile nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin yerinde ve belirlenen tedbir nafakası miktarının tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının az olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeni ile manevî tazminat talebinin reddine ilişkin kararın usul ve kanuna dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile; kadının zina sebebine dayalı davalarının reddine yönelik istinafının kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına yargılama gideri vekâlet ücretine hükmedilmesine, kadının vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılması ile kadın yararına aylık 7.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 175.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer istinaf taleplerinin reddine, erkeğin kadının asıl davasında davanın 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesinde düzenlenen özel boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin kabulüne ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeni ile davasının reddi, erkeğin karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası miktarı yönünden kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı davasının reddi hakkında verilen kararın doğru olduğu ancak zinanın gerçekleştiği ve zina sebebine dayalı davanın kabulünün hatalı olduğu, cinsel birlikteliğin ispatının bulunmadığı, dayanak delillerin ispat için yeterli olmayıp üçüncü kadın şahsın şantajda bulunduğununu belirterek; kararı zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı davasının ise kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 336 ncı ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraflar vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.