YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7995
KARAR NO : 2023/5200
KARAR TARİHİ : 07.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2012/689 E., 2023/62 K.
DAVA TARİHİ : 23.06.2009
KARAR : Davanın açılmamış sayılmasına
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1.7.2003 tarihinde davalı … ile evlendiğini, diğer davalı …’ın da kayınpederi olduğunu, düğün sırasında çeyiz eşyası alınmadığı ve yeterli altın takılmadığı için davalıların davada dayandıkları senedi imzalayarak verdiklerini, bu senede göre davacı tarafından istendiği takdirde davalıların dört kilogram külçe altını ya da yasal faizin altında olmamak üzere % 80 yıllık faizi ile birlikte TL karşılığını ödeyeceklerini, tarafların tartışması sonucu davacının Türkiye’ye gönderildiğini, defalarca talepte bulunmasına karşın davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dört kilogram altın bedelinden şimdilik 10.000,00 TL’nin % 80 faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 13.1.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de taleplerini 186.840,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalılar süresinde verdikleri cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirtmişler, daha sonraki aşamalarda davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 2010/64 E., 2012/87 K., ve 02.02.2012 tarihli kararı ile; davacının davasının davalılar tarafından imzası ikrar edilen yazılı belgeye dayalı olduğu ve bu belge ile davasını ıspatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL’nin dava tarihinden, %80 sözleşme faizi ile, 176.840.00 TL’nin ıslah tarihinden işleyecek %80 sözleşme faizi ile davalılardan ortaken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 6. HD, 2012/13002 E., 2012/11703 K. ve 18.09.2012 tarihli kararı ile; tarafların 23.10.2002 tarihinde boşanmasından sonra, davacının açmış olduğu iş bu dava ile, senet konusu külçe altının bedelinin ödenmesini talep ettiği, buna karşılık davalıların da Develi Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi’nin 2011 / 164 Esas sayılı dosyasında 14.3.2011 tarihinde açtıkları dava ile, hile ile alındığını ileri sürdükleri senedin iptalini istedikleri, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, davanın dayanağını oluşturan eşya senedinin geçerliliğinin bu şekilde uyuşmazlık konusu yapıldığına göre, anılan dava dosyasının sonucu iş bu davayı doğrudan ve yakından ilgilendirdiğini, bu durumda mahkemece senet iptaline yönelik davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden” bahisle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, her ne kadar 06.03.2023 tarihli celsede sehven dosyanın 1. kez işlemden kaldırılmasına ilişkin ara karar kurulmuş ise de dosyanın evveliyatında 2 kez işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, bu halde ilgili kanuni düzenleme dikkate alındığında ilk yenilenmeden sonra dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, ancak eldeki dosyanın mazeretsiz olarak 2. kez takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından söz konusu ara karardan dönülerek tensiben davanın açılmamış sayılmasına karar karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili özetle; 06.02.2023 tarihli deprem nedeniyle deprem bölgelerinde OHAL ilan edildiğini, bir takım sürelerin 06.04.2023 tarihine kadar uzatıldığını, aynı kararnamenin 2. maddesinin 6. numaralı bendinde “Olağanüstü hal ilan edilmeyen illerin barosuna kayıtlı avukatların ve bürolarında çalışan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerle ilgili olarak bu avukatlar bakımından 6/3/2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır.” düzenlemesinin yer aldığını ve eldeki davada dosyada vekâleti bulunan Av. … ve Av….’un her ikisinin de kan hısımlarının deprem bölgesinde ikamet etmekte olup meydana gelen depremler nedeniyle zarar gördüğünü, ilgili yasal düzenleme uyarınca birtakım dosyalara katılım sağlanamadığını belirterek açılmamış sayılmasına ilişkin kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 06.11.2014 ve 23.09.2021 tarihinde iki kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dava dosyasının 06.03.2023 tarihinde üçüncü kez takip edilmemesi durumunda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesine göre açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olup olmadığı, somut olayda 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulama alanı bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 150 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanunun 150 nci maddesinin (5) fıkrası “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. ” hükmüne amirdir.
2.11.02.2023 tarihli ve 32101 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 120 sıra sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kararnamenin “Yargı Alanında Alınan Tedbirler” başlıklı 2/1 maddesi;
“a)Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar veya ilgililer bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler,
b)9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler,
c)Nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler, 6/2/2023 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 6/4/2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
3.Aynı maddenin 6 ncı fıkrasında da; “Olağanüstü hal ilan edilmeyen illerin barosuna kayıtlı avukatların ve bürolarında çalışan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerle ilgili olarak bu avukatlar bakımından 06.03.2023 (bu tarih dahil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
4.Dosya kapsamı incelendiğinde, 06.03.2023 tarihli duruşmada dosyanın 1. kez işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra 10.03.2023 tarihli ara kararla, dosyanın evveliyatında 2 kez işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, bu halde 6100 sayılı Kanunun 150 inci maddesi dikkate alındığında ilk yenilenmeden sonra dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı gerekçesiyle 06.03.2023 tarihli duruşmada verilen ara karardan dönülerek davanın açılmamış sayılmasına karar karar verilmiş ise de davacı vekili deprem bölgesinde yakını olduğuna dair belge sunduğunu belirtmiş, bu sebeple 06.03.2023 tarihli duruşmaya katılamadığını bildirmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükmü gözetildiğinde vekilin son duruşmaya katılmamasının geçerli bir mazerete dayandığının kabulü gerekmektedir. Açıklanan sebeplerle 6100 sayılı Kanunun 150 inci maddesinin 5 inci fıkrası koşulları gerçekleşmediğinden davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.