YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7993
KARAR NO : 2023/5507
KARAR TARİHİ : 22.11.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/645 E., 2023/920 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece yoksulluk ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozma kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına, artırılmak suretiyle çocuklar yararına iştirak nafakası ile kadın yararına yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin eve çok geç geldiğini veya hiç gelmediğini, kadın ile hiçbir şekilde sohbet edip konuşmadığını, sık sık küstüğünü, sürekli aşağıladığını ve eleştirdiğini, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, cahil olduğunu söylediğini, başkaları yanında bağırarak hakaret ettiğini, dini konularda baskı yaptığını, eş ve çocuklarla ilgilenmediğini, …’a gitmesi konusunda sürekli baskı yaptığını, maddî durumu iyi olmasına rağmen aile konutundaki olumsuz koşullarda yaşamaya zorladığını, çocukların eğitimlerine destek vermediğini, her şeye müdahale ettiğini, başka kadınlarla ilişkisi olduğunu, süregelen tehdit, baskı, aşırı kıskançlık, aşağılama ve şiddet eylemleri olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 162 nci maddesi gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin kadına verilmesine, her bir çocuk yararına 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL barınma nafakasına, 4.000.000,00 TL maddî ve 4.000.000,00 TL manevî tazminata, hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, kadının erkeğe ve çocuklara agresif ve sinirli davranışlar sergilediğini, onur kırıcı sözler sarf ettiğini, 15.02.2017 tarihinde aralarında geçen konuşmada, psikolojik sorunları olduğunu, nikahı altında kalarak ayrı yaşamak istediğini, isterse ikinci bir eş alabileceği isterse yalnız yaşayabileceğini belirten gayri ahlaki mesaj attığını, eşlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli evde huzursuzluk çıkardığını, basit olaylardan eşini suçladığını, ailesinin etkisinde kaldığını, saldırgan tutum ve davranışlar sergilediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçındığını, yataklarını ayırdığını ileri sürerek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminat ile velâyetin müvekkiline verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.10.2020 tarihli ve 2017/503 Esas, 2020/557 Karar sayılı kararıyla; erkeğin pek kötü muamele niteliğinde herhangi bir kusurunun ispat edilemediğinden kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesi gereğince davasının reddine, erkeğin ekonomik durumunun müsaade etmesine rağmen kendisi ile eşit şartlar sunmayarak ve süregelen bir şekilde gerçekleştirdiği ekonomik şiddet nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davacı karşı davalı kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 2.000,00 TL olan tedbir nafakasının karar tarihinde 2.500,00 TL ye çıkarılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına, her bir ortak çocuklar lehine aylık 750,00 TL olan tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.200,00 TL ye çıkarılmasına ve iştirak nafakası olarak devamına, kadının barınma nafakası talebinin reddine, ortak konutun kadın ve ortak çocuklara tahsisine ilişkin tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, kadına tahsis edilen müşterek konutun kirasının erkek tarafından ödenmesine ilişkin tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, müvekkili ve ortak çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, maddî-manevî tazminat miktarları ve reddedilen barınma nafakası yönlerinden, davalı- karşı davacı erkek vekili asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarı, tedbir-yoksulluk ve iştirak nafakası, müşterek konutun tahsis kararı, reddedilen manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli ve 2021/16 Esas, 2022/901 Karar sayılı kararıyla; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan süregelen ekonomik şiddet kusurunun yanı sıra erkeğin kadınla konuşmaması, her şeye müdahale etmesi, domuz gribi olduğunda eşi ile ilgilenmeyerek zorla memleketine götürmesi, memleketine gitmesi yönünde sürekli baskı yapması, çocuklarla ilgili yardımcı olmaması, ilgisizliği, son olayda da eşinin ailesinin yanında bayram geçirmesi ve kalmak istemesi nedeniyle kadınla konuşmayı kesmesi, telefonları açmaması, onu arayıp sormaması bir bütün halinde süregelen psikolojik şiddet olarak değerlendirilmiş ve yine de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların niteliğine göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur sonucunun değişmeyeceği, çocukların yaşları, anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duymaları, yerleşik düzenleri ve yüksek yararları doğrultusunda velâyetlerinin anneye verilmesinin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen iştirak nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, infazda tereddüt yaratmaması için hükmün bu kısımlarının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 250.000,00TL manevî tazminata, her bir ortak çocuk yararına 2.000,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili yoksulluk ve iştirak nafakalarının, maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla kadının davasının kabulü ile kendi davasının reddi yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmuş, erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, ortak çocukların yaşları gereği artan ihtiyaçları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kısmi bozma ilamı dışında kalan hususlar kesinleştiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davacı- karşı davalı kadının ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası ve kendi yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili bentler kaldırılarak, çocuklar yararına aylık 4.000,00’er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 750.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaların hayat koşullarında yetersiz kaldığını, barınma nafakası talebinin ayrı olarak değerlendirilip kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek; çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ve yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddî manevî tazminatın miktarı yönlerinden temyiz etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada mevcut sosyal ekonomik durum raporlarında belirtildiği gibi üzerine kayıtlı bir mal varlığının bulunmadığı ve aylık 4000,00TL geliri olduğu halde hükmolunan nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek aleyhine hükmolunan iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddî manevî tazminat miktarlarının bozma ilamının amacına, dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci ve 51 inci madde hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.