Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7905 E. 2023/5502 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7905
KARAR NO : 2023/5502
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1703 E., 2022/2161 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/768 E., 2022/227 K.

Taraflar arasındaki evlenen kadının bekarlık soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 11.02.2016 tarihinde evlendiğini, müvekkilinin Almanya Stuttgart’ta hemşire olarak çalıştığını, davalının ise İstanbul’da ikamet ettiğini, tarafların evliliklerinin 9 ay sürdüğünü, davalının müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin ailesine şükredin ki kızınızın canını almadım dediğini, tarafların İstanbul 5. Aile Mahkemesinin 2019/537 Esas 2021/1155 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, ancak kararın kesinleşmediğini, davalının kararı istinaf ettiğini, tarafların yalnızca 9 ay evli kaldıklarını, … güvenliğini tehdit eden eylem ve davranışlarda bulunan davalının soyadını daha fazla kullanmak istemediğini, bu durumun kendisine yaşatılan kötü günleri hatırlattığını belirterek müvekkilinin davalı eşe ait “…” soyadının kaldırılarak bekarlık soyadı olan “… ” soyadını kullanmasına izin verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 11.02.2016 tarihinde evlendikleri, İstanbul 5. Aile Mahkemesinin 2019/537 Esas 2021/1155 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, dosyanın davalı tarafından istinaf edildiği, kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’nun (4721 sayılı Kanun) 187 nci ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun (5490 sayılı Kanun) 37 nci maddesi gereğince yasa gereğince kocasının soyadını aldığı, davacının boşanma aşamasında evlendiği kişinin soyadını değil kızlık soyadını kullanmak istediği ve evlendiği kişinin soyadının iptali ile kızlık soyadının nüfusa işlenmesi talebi ile dava açtığı, benzer kararlarda; Anayasa Mahkemesinin 2013/2187 başvuru numaralı 19.12.2013 tarihli ve 2013/4439 başvuru numaralı 16.04.2014 tarihli kararlarında, evli kadının kızlık soyadını tek başına kullanmasına engel olan 4721 sayılı Kanun’un 187 nci maddesine istinaden yapılan uygulama sonunda Anayasanın 17 nci maddesinde; güvence altına alınan manevî varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ve yargılamanın yenilenmesine karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin kararlaranının bağlayıcı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile kadının soyadının değiştirilmesine, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasında kararın kesinleşmediğini, evlilik içinde kadının eşin soyadını kullanmasının kanun gereği olduğunu, bireysel başvuru sonucu elde edilen Anayasa Mahkemesi kararlarının işbu davada emsal olamayacağı, davanın açılmasına sebep olmadığından aleyhine yargılama gideri vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, kendisinin Bakırköy’de ikamet ettiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, davalının usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermediğinden davalının istinaf aşamasında yetki itirazında bulunmasına kanunen olanak bulunmadığından davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde görülmediği, somut olayda; tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinde olup, henüz kesinleşmediği, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön görülmediği, davalı erkeğin davaya cevap vermediği, ön inceleme duruşması dahil duruşmalara katılmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 312 nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen davalının yargılamanın ilk duruşmasında davacının talep sonucunu kabul etmiş olması koşulunun bu dava için sağlanmadığı, bu nedenle davalı erkek aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğu, boşanma kararının henüz kesinleşmediğini, evli olan kadının kanun gereği eşinin soyadını kullanması gerektiği, bireysel başvuru kararlarının emsal gösterilemeyeceğini, Mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan evli kadının bekarlık soyadını kullanımına izin davasında kabul kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 187 nci, AY’nın 10 uncu maddesi, 17 nci maddesi, 41 inci maddesi ve 90 ıncı maddesi, AİHS’nin 8 inci ve 14 üncü maddeleri, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi hükümleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.