Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7784 E. 2023/5184 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7784
KARAR NO : 2023/5184
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/910 E., 2023/17 K.
DAVA TARİHİ : 02.10.2014
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; yeğeni davalı …’yı evlat edindiğini, ancak davalının evlatlık görevlerini yerine getirmediği, kendisi ile ilgilenmediğini belirtilerek, davalı …’nın evlatlığının iptaline, nüfus kaydından düşürülmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; evlat edinmeye izin kararının istenmesini ve vekilinin vekaletin kabulü ile dava ile ilgili tebligatların bundan sonra avukata yapılmasını talep edilmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.01.2015 tarihli kararı ile 2014/605 Esas, 2015/25 Karar sayılı kararı ile 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun (6100 sayılı Kanun) 120 nci maddesinin birinci fıkrası avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, Mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir hükmünü içerdiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacıya ilgili yasa gereği 27.11.2014 tarihli muhtıra ile 200,00 TL eksik gider avansını ikmal edilmesi hususunda düzenlenen muhtıranın 22.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacı tarafça belirtilen eksik gider avansının Mahkeme veznesinde ikmal etmediği anlaşılmakla, 6100 Sayılı Kanun’un 120 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 18.09.2019 tarihli kararı ile; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davalının yurtdışında yaşaması sebebi ile başlangıçta yatırılan gider avansı yurtdışı tebligat için yeterli olmadığından 200,00 TL gider avansı yatırılması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre içeren tebligat çıkartılmış, iş bu tebligat davacı vekiline 11.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 200,00 TL ise UYAP üzerinden verilen iki haftalık kesin süre dolmadan 19.12.2014 tarihinde yatırılmış olduğundan işin esasının incelenmesi gerekirken, Mahkemece hatalı değerlendirme sonucu kesin süre içeren tebligatın davacı vekiline 22.10.2014 tarihinde yapıldığı varsayımı ile giderin süresinde yatırılmadığı gerekçesi ile hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen davanın kabulü ile evlatlık bağının kaldırılmasına yönelik 25.02.2021 tarihli karara karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 27.12.2021 tarihli kararı ile; somut olayda evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına dayanak teşkil eden olaylar; evlat edinilenin evlat olarak üzerine düşen vazifeleri yerine getirmediği noktasında toplandığı, Mahkemenin evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasına yönelik davayı kabul gerekçesi mirasçılıktan çıkarılma sebeplerinin evlatlık ilişkisinin de sona erdirilmesinde de geçerli olduğu şeklinde olduğu, ancak evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını sistematik olarak sıkı kurallara bağlayan ve evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapayan Türk Medeni Kanunu’ndaki düzenlemeler de dikkate alındığında davacının iddiasının dahi evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebi olarak düzenlenmediği, bu sebeple ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 317 nci ve 318 inci maddelerinde evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebepleri düzenlemiş olup bunlar rızası alınması gereken kişilerin rızasının alınmaması ve esasa ilişkin noksanlıkların bulunması halleri olduğu, dolayısıyla evlat edinme şartlarının mevcudiyeti halinde kurulan evlatlık bağının tarafların aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ortadan kaldırılması mümkün olmadığından Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 27.12.2021 tarihli kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının, davalı ile yakın bakım ve ilgi gösterileceği duygu ve düşüncesi ile yapmış olduğu evlatlık sözleşmesinin, davalı tarafından yurt dışına çalışmaya gittikten sonra yurda geldiği dönemlerde dahi hiç uğramaması ve hiçbir şekilde ilgilenmemesi nedeniyle yanıltıldığını düşünmesi nedeniyle açmış olduğu davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin
usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlatlık bağının kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun’un 317 nci ve 318 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.