Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7754 E. 2023/5748 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7754
KARAR NO : 2023/5748
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/512 E., 2023/952 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 27. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/698 E., 2023/52 K.

Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından davanın reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle, tarafların boşanmış olduklarını, ortak çocun velâyetinin anneye verildiğini, davalının boşanma sonrasında çocuğu arayıp sormadığını, davacı ile de iletişim kurmadığını,boşanma sürecinde davalının bir kaç kez ortak çocuğu görmek için davacının evine geldiğini, davacının çocuğu kendisine verdiğini ve her seferinde davalının hakaret ve ölüm tehditleriyle korku ve paniğe kapıldığını, davacının kendi … güvenliği ve çocuğun huzuru için pedagog vasıtasıyla görüşmenin gerçekleşmesi için davalının icra yoluyla çocuğu görmesini istemiş olduğunu, ortak çocuğun şu anda kreşe gittiğini, karşı tarafın delil olarak bildirdiği kayıt ve mesajların hukuka aykırı olarak elde edildiğini, bu nedenle dikkate alınmamasını, çocuğun babasını ve babasının ailesinden kimseyi tanımadığını, soyadını da anne soyadı olan “…” olarak bilmekte olduğunu, okula başlayacak olup her gün soyadı meselesine muhatap olacağını, farklılık sebebi ile sosyal ve psikolojik yönden olumsuz etkileneceğini, çocuğun üstün yararı olduğunu iddia ederek, çocuğun anne soyadını kullanmasına izin verilerek “Pesen” olan soyadının “…” olarak değiştirilmesine ve nüfusa bu şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davada hiçbir somut gerekçe sunulmadığını, davalı babanın yasal olarak çocuğundan tamamen kopartılmasının hedeflendiğini, davacının çocuğa sürekli olarak senin soyadın … diyerek velâyeti kötüye kullandığını, çocuğun davacının kızlık soyadını kullanmasının hiç bir yararı olmadığını, davacı annenin çocuğun davalı baba ile görüşmesini engellemek için her yola başvurduğunu, ortak çocuk ile baba arasında düzenli bir ilişki kurulamamasının bizatihi sebebinin davacı olduğunu, davacının aşalayıcı sözler söylediğini, mesnetsiz ithamlarda bulunduğunu, davacı ve ailesinin her çocuk görüşünden sonra iftira içerikli şikayetlerde bulunduklarını, davacının kötüniyetli olduğunu, davacıya ihtarname gönderdiğini, davalının ortak çocuk ile kişisel ilişkiyi ertelemesinin nedeninin belirttikleri sebepler ve aile teslim merkezlerinin kurulmasının beklenmesi olduğunu, 5 yaşındaki çocuğun soy ismindeki farklılığa takılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddianın ortak çocuğun soyadının değiştirilmesi için geçerli bir sebep olmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama ,toplanan delillerden çocuğun soyadının annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararı ispatlanamadığı gibi, çocuğun babanın soyadını taşımasına engel çocuğun üstün yararının da ispatlanamadığı, çocuk ile baba arasındaki kurulması gereken bağın zedelenmemesi de göz önüne alınarak çocuğun üstün yararının gözetildiği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı kararında, gerek Uluslararası Sözleşmeler ve gerekse Anayasa’nın 10 uncu maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağına vurgu yaparak çocuğun ve kamunun menfaati kriterlerinin de gözetilerek çocuğun anne soyadını kullanması önündeki engellerin kaldırılması gereğine işaret ettiğini, somut davada, hem velâyet hakkı kendinde olmayan, hem de çocuğu ile iletişimi kesmiş halde bulunan babanın soyadına üstünlük tanınmasının ve anne soyadının kullanılabilmesi için “üstün yararın” ispat edilmesi şartına bağlamasının Anayasa’nın iptal kararının özü ile bağdaşmamakta olduğunu, Yargıtay kararı ile de isabetli olarak değinildiği üzere söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına aykırı olduğuna ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişeceğine dair tespit bulunmadığı sürece velâyet hakkı kapsamında annenin çocuğun soyadını belirleme hakkına öncelik verilmesi gerektiğini, Mahkemece, çocuğun, baba soyadını kullanmaya devam etmekteki üstün yararının ne olduğu açıklanmadan davanın reddedilmiş olması baba soyadına öncelik tanıyan cinsiyetçi bir yaklaşım olduğunu, çocuğun anne soyadının farklı olduğunu öğrendiğinde kafa karışıklığı ve adaptasyon sorunu yaşayacağının açık olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini beyan ederek davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, açılan davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun, annenin kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.