Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7645 E. 2023/4956 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7645
KARAR NO : 2023/4956
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/576 E., 2023/1011 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının kaba davranışları, hakaretleri, müsrifliği, tek taraflı kararlar alması, gereksiz harcamalar yaparak ev ekonomisine zarar vermek, kirada olan evleri için protokol düzenleyerek kiracıdan altı ay kendi hesabına yatırmasını talep etmek, tedavi için gittiği doktora eşini öldürmek istediğini, yalan söylediğini, inancı ve güvenini sarstığını, çalışmadığı dönemde yaptığı harcamaları yıllarca öne sürdüğünü, ailesine de hakaret ettiği, iddia edilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 5.000,00 TL nafaka ile 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; sorumsuz, düzenli çalışmadığı, baskı uyguladığı, beyin cerrahı olduğu halde çalışmadığı, sorumsuz olduğu, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kendi ve çocuğun hastalığına duyarsız kaldığını ileri sürerek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 3.500,00 TL nafakaya, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.09.2019 tarih ve 2017/910 Esas, 2019/645 Karar sayılı kararı ile; kadının müsrif davrandığı, gereksiz harcamalar yaptığı, harcamaları yaparken eşine danışmadığı, lüks nitelikte harcamaları ortak karar almadan yaptığı, ekonomik olarak kendi parası, senin paran algısı ile hareket ettiği, erkeğin ise eşinin hastalığıyla ilgilenmediği, elektrip süpürgesi aldığını duyunca hakaret ettiği, alkolik, hastasın sen diyerek aşağıladığı, ortak çocuğa da senden ve annenden bıktım şeklinde beyanları olduğu, her ikisinin de karşılıklı saygı, anlayış ve güven duygusunu tesis edemedikleri, güç ve prestij çekişmesine soktukları, her iki tarafında kusuru ile evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hal aldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına, ergin olan çocuk yönünden ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakasına, 2003 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti babaya bırakılan ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu, bu hali ile 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirlenen şartların bulunmadığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine; kadının manevî tazminat talebinin iki tarafında kusurlu olması ancak erkeğin hakaret eyleminin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması sebebi ile kısmen kabulüne; maddî tazminat taleplerinin ise kusur durumuna göre 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasının şartları oluşmadığından reddine, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2022 tarihli ve 2019/2338 Esas, 2022/1007 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen müsrif davrandığı, gereksiz harcamalar yaptığı, harcamaları yaparken eşine danışmadığı, lüks nitelikte harcamaları ortak karar almadan yaptığı vakıaları ile erkeğe kusur olarak yüklenen kadının hastaneye yattığı süreçte kadınla ilgilenmediği vakıaları ispatlanmadığından taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olan erkeğe ve ailesine mesaj yolu ile hakaret eden kadının az, kadına alkolik diyerek hakaret eden, malların yarı yarıya paylaşılmaması halinde kadın hakkında rapor aldırarak çalışamaz hale getireceğini söyleyen, kızının hastalığı ile gereği gibi ilgilenmeyen erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinde yer alan şartların kadın yönünden gerçekleştiği, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, manevî tazminatın miktarının az olduğu ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafaka başlangıç tarihlerinin çocuğun fiilen baba yanında kaldığı 04.01.2018 tarihinden itibaren başlamak üzere düzeltilmesi gerektiği, 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca verilen ortak konutun kadına tahsisi kararının boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiği gerekçesi ile istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılmasına ,gerekçenin erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilerek, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, 04.01.2018 tarihinden itibaren ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 1.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 15.02.2023 tarihli ve 2022/9936 Esas, 2023/592 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, sair yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî tazminat talebinin reddi ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile; İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesinin 12.09.2019 tarih, 2017/910 Esas- 2019/645 Karar sayılı kararının 10 uncu ve 11 inci bentlerinin kaldırılmasına, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinde sarsılmasında erkek ağır, kadın az kusurlu olduğundan 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları gerçekleşmiş olmakla takdiren 125.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1…. erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kadına yüklediği kusurlarını çıkarılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde; kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığı gibi duruşma açılmasına rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürülerek, hükmedilen tazminat miktarları ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma sonrası kanuni zorunluluk gereği açılan duruşma nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.