Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7307 E. 2023/4596 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7307
KARAR NO : 2023/4596
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/199 E., 2023/1436 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine tazminatlara ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklardan … için aylık 800,00 TL, … için aylık 700,00 TL tedbir devamında iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 800,00 TL tedbir devamında yoksulluk nafakasının ayrıca 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilerek her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 şer TL tedbir devamında iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 500,00 TL tedir devamında yoksulluk nafakasının ayrıca 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.10.2020 tarihli ve 2018/811 Esas, 2020/483 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliği içerisinde davalı- karşı davacının, davacı- karşı davalı eşine şiddet uygulayarak, hakaret ve küfür ettiği, ayrıca bağımsız bir ev tahsis etmeyerek, davalının anne ve babası ile birlikte yaşadıkları, her ne kadar davalı tanıklarınca, tarafların ortak evlerinin olduğu beyan edilmiş ise de, davalının ailesinin yılın büyük bir bölümünü, taraflar ile birlikte geçirdikleri, bu haliyle maddî ve manevî olarak bağımsız konutun tahsis edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davacı -karşı davalının da başka bir şahıs ile geçici bir dönemde olsa, bir süre devam eden sıkça görüşmelerinin olduğu, bu haliyle davacı- karşı davalının hareketlerinin davalı- karşı davacı eşine karşı güven sarsıcı nitelikte olduğunun kabulünün gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu şartlar altında eşleri artık birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmediği, boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu, ancak dosya kapsamı itibarıyla davalı- karşı davacı erkeğin kusurunun daha ağır olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile davacı anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı- karşı davalı kadının işten çıkış tarihi olan 02.04.2019 tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, davacı- karşı davalı kadının kendi isteği ile işten ayrıldığı ve koşulları oluşmadığı anlaşılmakla yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı- karşı davalı kadının bu aşamada bir gelirinin olmadığı anlaşılmakla çocuklar için şimdilik nafaka talebinin reddine, davalı- karşı davacı erkeğin tedbir nafakası ile koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine,7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten tahsili ile davacı- karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili; karşı davanın kabulü, reddedilen velâyet, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası ile lehine hükmolunan tazminatların miktarları yönünden, davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlenmesi, asıl davanın kabulü ve aleyhine hükmolunan tazminatlar ile karşı davada taleplerinin kabulü gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2021/835 Esas, 2022/1586 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece tespit edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; erkeğin tespit edilen kusurlarının yanında düzenli bir işte çalışmadığı, girdiği işlerde sebatsız davrandığı, evin giderleri ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği kusurlarının da olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre; davalı- karşı davalı erkeğin kadına şiddet uygulayarak, hakaret ve küfür ettiği, ayrıca bağımsız bir ev tahsis etmeyerek, davalının anne ve babası ile birlikte yaşadıkları, maddî ve manevî olarak bağımsızlığı olan bir konut tahsis etmediği, düzenli bir işte çalışmadığı, girdiği işlerde sebatsız davrandığı, evin giderleri ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı- karşı davalı kadının ise başka bir şahıs ile geçici bir dönem de olsa, bir süre devam eden sıkça görüşmelerinin olduğu, bu haliyle kadının eşine karşı güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu olduğu, davalı- karşı davacı erkek boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu kabul edildiğinden ve boşanmakla davacı- karşı davalı kadının mevcut veya beklenen menfaati ihlal edilecek olup, erkeğin belirlenen kusurlu davranışları, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden Mahkemece kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, gerekçesi ile, davacı- karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ilgili bendinin kaldırılmasına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … kadın tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, velâyet yönünden; davalı- karşı davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 08.12.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında … kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, davacı- karşı davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı- karşı davalı kadının asgari ücretle çalıştığının bildirildiği, yargılama devam ederken … kadının işten ayrıldığı sabit olmakla birlikte, kadının işten neden ayrıldığının, şuanda çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa elde ettiği gelirin miktarının karar tarihi itibariyle tekrar araştırılıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği ve … erkeğin asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları yeniden araştırıldığı, davacı-karşı davalı kadının şuanda çalışmadığı, gelirinin olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşulları oluştuğu gerekçesiyle 800,00 TL yoksulluk nafakasının davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda kadının istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına 40.000,00TL maddî, 40.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; erkeğin kusurlu davranışları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, buna rağmen kadın yararına tazminatlara ve nafakalara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer’îleri istemine ilişkin davada kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamı, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı- karşı davacı erkek vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesine göre boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-karşı davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadının teksilde düzenli ve sürekli gelir elde edecek şekilde çalışırken işten ayrıldığı, kolluk araştırmasında davacı- karşı davalı kadının, rahatsızlığı ve boşanma davası sebebiyle sürekli izin olmak zorunda kalması sebebiyle işten ayrıldığını beyan ettiği, sosyal inceleme raporunda ise kadının, uzman bilirkişiye, erkeğin tazminat ve nafaka ödemek istemediği için işten ayrıldığını beyan ettiği, davacı-karşı davalı kadının iş yerine yazılan müzekkere cevabında kadının başka yerde çalışacağı gerekçesiyle istifa ettiğini bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı-karşı davalı kadının kendi isteği ile işinden ayrılması sebebiyle kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi koşullarının gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davacı- karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ….’ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran …’e yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.