Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/727 E. 2023/3638 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/727
KARAR NO : 2023/3638
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/910 E., 2022/2642 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/213 E., 2021/276 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına aşağılayıcı ifadeler ve şiddet baş gösterdiğini, fiziksel şiddetin arttığını, evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, çok ağır küfürlerine maruz kaldığını, bir çok defa dövüldüğünü, evden kovulduğunu, erkeğin şiddetin boyutunu arttırdığını ve şiddetin artık kadın haricinde tarafların ortak çocuklarına da sirayet etmeye başladığını, erkeğin telefonu ile oynadığı gerekçesiyle küçük oğlu Ali’yi su borusuyla dövdüğünü, elektrik kablosuyla sırtına vurarak dövdüğünü, akabinde kadın ve çocuklarının … Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine yerleştirildiğini, sonrasında davalı tarafın koruma altına alınan kadın ve çocuklarına yönelik can güvenliğinin tehlikede olması nedeniyle eylemde bulunabilmesinin kuvvetle muhtemel olması nedeniyle kadın ve çocukların … Kadın Konukevi Müdürlüğüne sevk edildiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 400,00 TL tedbir ve yoksulluk, 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağı karşılığı 63.638,00 TL olarak aynen veya bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılamada sunduğu ıslah dilekçesi ile ziynet bedelini 22.832,31 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı erkek tarafından yasal süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı belirtileek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocukların velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek maddî ve manevî tazminat ödenmesine, kadının çalıştığı ve yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakasının reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 175,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 175,00 TL tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakasının reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ortak çocukların nafaka miktarları, reddedilen ziynet davası ile ziynet davası nedeniyle karşı tarafa hükmedilen vekâlet ücreti, yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, boşanma davasının kabulü ve fer’îlerinin hatalı olduğunu, ziynet alacağının dava dilekçesinde gösterilen meblağ üzerinden hesaplanması gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ile reddedilen ziynet alacağında ıslah edilen meblağın dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 220 inci, 222 nci, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.