Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/724 E. 2023/3636 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/724
KARAR NO : 2023/3636
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2531 E., 2022/3398 K.

KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmasına ve ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağıdavası yönünden reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 66.757,50 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının son dönemlerde erkek ile ilişkiden kaçtığını, ilgisiz davrandığını, gece yatarken odanın kapısını kilitlediğini, 4 yıldır fiili birlikteliklerinin bulunmadığını, kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, ailesine gereken özeni göstermediğini, ortak çocuklara, erkeği kötülediğini, şüpheli hareketleri ile erkeğin hayatını zindan ettiğini, telefonuna her ay defaten 600,00 TL fatura gelmesinden şüphelendiğini, kadını uyardığını, şüpheli hareketlerini takip ettiğini, ortak konuta her hafta sonu gelen erkeğin halasının eşi olan … K.ı’nın kredi kartını kadının çantasında yakaladığını, kadının, erkeğe sen erkek misin? gavat, deyyus , niye geldin ? hayvan, ayı , eşek vs. gibi sayısız hakaret ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin hiçbir zaman mutlu olmadığını, sürekli şikayet ettiğini, türlü bahanelerle kavga çıkarttığını, erkeğin ortak çocuklarla aynı evde dahi yaşamadığını, onların hiçbir zaman ihtiyacını karşılamadığını, aldığı maaşını sadece kendi zevk ve eğlencesi için harcadığını, evin tüm temizlik, bakım ile müşterek çocukların bakımı ile kadının ilgilendiğini, erkeğin babasının rahatsız olması sebebiyle babasının bakımı ile de kadının ilgilendiğini, erkeğin gece yarısından sonra eve geldiğini, … K.’nın, erkeğin hem anne ve hem baba tarafından akrabası olduğunu, … K.’nın kendisine yardımcı olduğunu, habersiz olarak hiçbir zaman eve gelmediğini, erkeğin, kadına uygulamış olduğu sosyal, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddete yıllarca katlandığını, çocukların babaları ile aynı ortamda bulunmaktan kaçındığını, ortak konut için düğünde alınan eşyaları dahi kullandırmadıklarını, erkeğin telefonlara cevap vermediği gibi nereye gittiğini dahi haber vermediğini, hakaretlerde bulunduğunu, kadını normal olmayan cinsel ilişkiye zorladığını, kadın ve çocukların en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata, ziynet alacağının tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin çocuklarına ve eşine gerekli ilgiyi göstermediği, sık sık evden ayrılıp ailesinin yanına gittiği, kadının ise çocuklara babalarını kötülediği, evde yemek-temizlik gibi sorumlukluklarını yerine getirme konusunda ihmalkar davrandığı, bu sebeple davacı kocanın yemek yemek için ailesinin evine gittiği, eşinin uzaktan akrabası olan … K. ile dışarıda buluştuğu, bahsi geçen kişiden para aldığı ve kredi kartını kullandığı, bu itibarla güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, terki haklı kılacak sebebi olmaksızın müşterek çocukları alarak evden ayrıldığı bu davranışı ile birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğe nispeten ağır kusurlu olduğu, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocukların velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata ve kadının ziynet alacağının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile kendi tazminat ve nafaka taleplerinin ve ziynet alacağı talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevi tazminat ile kendi tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ve ziynet eşyası alacağı talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın aleyhine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen kendi tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169, 174, 175, 176, 182, 327, 328, 330 ve 336 ncı maddeleri 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50, 51, 52 ve 58 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.