Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7135 E. 2023/5094 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7135
KARAR NO : 2023/5094
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/162 E., 2023/17 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece davalı davacı erkeğin davasının reddine, davacı davalı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı davalı kadın asıl dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, eve geç geldiğini, aşağıladığını, başka bir kadınla aldattığını, müvekkilinin annesine “gel kızını götür” dediğini, tehdit ettiğini, iffetsilikle itham ettiğini, müvekkilinin annesine beddua ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı kadının evi terk ettiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı davacı erkek vekili birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının daha önceden açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, davasından feragat eden kadının aynı sebeple ikinci davayı açtığını, kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadının ortak çocuklara bakmadığını, evi ve işi ile ilgilenmediğini iddia ederek, kadının davasının reddine, müvekkilinin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, çocuklar için yarı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.06.2016 tarih ve 2014/895 Esas, 2016/856 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk …in velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuk…ın velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk Ahmed Ensar için aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 4.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminata, asıl davada boşanma ve velâyet hususunda karar verildiğinden, birleşen davada yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarı, velâyet düzenlemesi ve vekâlet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin, 20.03.2019 tarihli ve 2019/1756 Esas, 2019/3067 Karar sayılı ilâmıyla; davacı kadının birleşen dava dilekçesinin davalı erkeğe tebliğ edilmediği ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadığı, Mahkemece birleşen dava yönünden dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanarak taraflar usulüne uygun şekilde ön inceleme duruşmasına davet edilip, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar belirlenip, tahkikat aşamasına geçilerek, gösterilen deliller toplanıp bir sonuca ulaşılması gerekirken, bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin davacı eşe şiddet uygulamak suretiyle kusurlu davranışlarda bulunduğu, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarında davacıya kusur atfedilecek herhangi bir kusur olmadığı, davalı tanıklarının beyanlarının soyut ve genel geçer şekilde olduğu, tarafların ortak hayatı sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyecek kadar evlilik birliğinin temelden sarsıldığı yönünde kanaat oluştuğu, davacı kadının ortak çocuklar yönünden velâyet ve nafaka taleplerine geri aldığına yönelik beyanda bulunduğu, davalı tarafın bu duruma muvafakat ettiği, ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine karar verildiği, davacı annenin sosyal ekonomik durumu değerlendirilerek ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL olmak üzere 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine hükmedildiği, ayrıca kararın kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak davacı anneden alınarak davalı babaya verilmesine karar verildiği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yönünden zedelenen kusursuz davacı kadın yararına davalı eşin kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl dava ile kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin birleşen dosyada karşı davasının reddine, tarafların ortak çocukları …ile…ın velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına kabul edilen davaları için ve erkeğin reddedilen davası için ayrı ayrı 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispat edilemediğini, müvekkilinin şiddet uyguladığına dair somut delil olmadığını, asıl kusurun kadında olduğunu, kadının daha önceden açtığı davadan feragat ettiğini, mahkemenin feragati dikkate almadan hüküm kurduğunu, kusuru olmayan müvekkili aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğini, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkili aleyhine 3 ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu belirterek kadının davasının kabulünü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile vekâlet ücretleri yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.