Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/704 E. 2023/3610 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/704
KARAR NO : 2023/3610
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1853 E., 2022/2676 K.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Acıpayam 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, ailesinin birliğe müdahale ettiğini, müvekkilinin akrabaları ile görüşmesini istemediğini, müvekkilinin ailesi ziyarete geldiğinde erkeğin tartışma çıkardığını, müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, Almanya’da olduğu dönemde müvekkiline 13 yıl boyunca para göndermediğini, ilgilenmediğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkiline işi bırakması için baskı yaptığını, Türkiye’ye döndükten sonra da fiziksel şiddet, ölümle tehdit gibi eylemlerde bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, soyut ve genel suçlamalardan ibaret olduğunu, buna karşın davacı karşı davalı kadının müvekkiline karşı küfür ve hakaret içeren mesajlar atıldığını, olmayacak hakaretlerde bulunulduğunu, fiziksel şiddet uygulayarak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, kadının müvekkilinin dayısına da hakaret içeren sözler söylediğini, müvekkilinden sürekli taşınmazın devrinin yapılmasını istediğini, kardeşlerinin istekleri ve yönlendirmesi ile hareket ettiğini, çalıştığı dönemde parasını eve harcamadığı gibi bilgi de vermediğini, çocukları da babalarına karşı kışkırttığını iddia ederek, asıl davanın reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığı, boğazını sıktığı, bıçak çektiği, saçından sürükleyerek merdivenden indirdiği, kadına ve müşterek çocuklara karşı “orospu çocuğu dağlılar, s… gidin lanetler” gibi sözlerle hakaret ettiği, kadının akrabalarına karşı “dağlısınız siz, burada ne işiniz var” gibi aşağılayıcı ifadelerde bulunduğu, kadının akrabaları ile görüşmesine karşı çıktığı, davalı-karşı davacı erkeğin duruşmada “eşi ile sorununun olmadığını, barışmak istediğini, eşini sevdiğini, eşinden af dilediğini, boşanmak istemediğini” beyan etmesi karşısında affedilen veya hoşgörülen olaylar kusur olarak yüklenemeyeceği, bu kapsamda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu, kadının kusursuz olduğu, kadının boşanma talebinin kabulüne, erkeğin boşanma ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, boşanma sonucu kadının, en azından erkeğin maddî desteğini yitireceği ve erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu nazara alınarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, kadının maddî durumunun erkeğe nazaran daha iyi olduğu anlaşılmakla kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 2018 yılına kadar meydana gelen olayların bahsedildiği, davanın ise 2020 yılında açıldığı, affedilmiş olayların hükme esas alınamayacağı, davacı karşı davalı kadının iddia ettiği şiddet, hakaret ve kötü muamele eylemlerinin gerçeklemesi halinde tarafların 2016 yılında tekrar evlenmemesi gerektiğini, tarafların Aysun’un düğününden sonra birlikte tatile gittiğini, mutlu bir tatil geçirdiklerini, 08.06.2020 tarihinde müvekkilinin ameliyatı için birlikte hastaneye gittiklerini, kadının iddialarının uydurma olduğunu, kadının müvekkiline şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, dosyaya sunulan mesaj kayıtları ile kadının müvekkiline hakaretinin sabit olduğunu, dosya arasına alınana Acıpayam 2. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının da iddialarını doğruladığını, müvekkilinin bu dosyadan beraat ettiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflar yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.