YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7001
KARAR NO : 2023/4952
KARAR TARİHİ : 19.10.2023
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1274 E., 2023/1492 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın için hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı ile ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile kadın için maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların ayrı evleri olmasına rağmen bu evde hiç kalmadıklarını, erkeğin ailesi ile birlikte köyde yaşadıklarını, davalının ailesinin evliliğe müdahil olduklarını, müvekkiline şiddet uygulayıp, hakaret ve tehdit ettiklerini, erkeğin evlilik boyunca müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, telefonunu elinden alıp ailesi ile görüştürmediğini, erkeğin ailesine ilgisiz kaldığını, çocuğa beşik dahi almadığını, davalı erkeğin en son evi terk ettiğini, ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, kadında suskunluk ve yavaşlık halinin bulunduğunu, bebeğe bakamadığını, ev işlerini yapamadığını, en son evi terk edip gittiğini, müvekkilinin kadın ile barışmak için pek çok kez girişimde bulunduğunu ancak kabul görmediğini ileri sürerek kadının akıl hastası olması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2020 tarih ve 2018/794 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararı ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 Sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına, aylık 300,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacının akıl hastalığı nedeniyle açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2021 tarih ve 2020/1212 Esas- 2021/390 Karar sayılı kararı ile kadının rapor tanzimi için hastaneye sevkine dair 11.02.2020 tarihli müzekkere, dosya içeriği ve rapor içeriği incelendiğinde dosyanın kül halinde gönderilmediği, tarafların akıl ve ruh sağlığına ilişkin iddiaların raporu düzenleyen heyet tarafından irdelenebilmesi için dosyanın kül halinde gönderilmesinin gerektiği, zira tarafların iddialarının ve tanık beyanlarının sağlık kurulunca değerlendirilmesinin gerektiği, özellikle hükme esas alınan rapora karşı erkeğin itirazının da bulunması nazara alındığında kadının dava dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevki gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2021 tarih ve 2021/81 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararı ile; kadının açmış olduğu asıl dava yönünden; erkeğin tarafların ayrı evi olmasına rağmen kadını köyde bulunan ailesinin evinde yaşamaya zorladığı, erkeğin bağımsız konut temin etmediği, çalışmadığı, çocuğun ve kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı, ailesinden aldığı harçlıkla geçimini sağladığı, kadının ailesinin çocuk için gerekli kıyafet ve ihtiyaçları aldıkları, bu şekilde erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, erkeğin ve ailesinin ayrılık sırasında kadının baba evine gidip kadının babasını darp ettiği ve ortak çocuğu kaçırdığı, kadının köye gittiğinde odadan çıkmadığı, yemek, temizlik gibi ev işlerine yardımcı olmadığı, çocuğuna ve evine karşı ilgisiz olduğu, sütü olmasına rağmen çocuğa mama yedirerek çocuğu sütten kestiği, çocuğun kişisel bakımı ile ilgilenmediği ve bu şekilde kusurlu olduğu, taraflar arasında evlilik birliliğini yürütmeye imkan vermeyecek şekilde geçimsizlik bulunduğu, gerçekleşen kusur durumalarına göre erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, çocuğun yüksek yararı gereğince çocuğun velâyetinin annesine verilmesi ve babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakası ile 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin açmış olduğu boşanma davası yönünden; kadın hakkında Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre, …’in halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu, kendisine vasi veya yasal danışman tayinine mahal olmadığı, evlilik birliğini sürdürmesine engel teşkil edecek, evliliği diğer eş yönünden çekilmez hale getirecek herhangi bir psikiyatrik hastalığının bulunmadığı, vasi tayinine gerek olmadığının belirtildiği gerekçesi ile kadın hakkında erkek tarafından 4721 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi gereği akıl hastalığı nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/301 Esas, 2022/1647 Karar sayılı kararıyla; kadın hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu 4 üncü İhtisas Dairesinden alınan 29.11.2021 tarihli raporunda kadının akıl hastalığının bulunmadığı, karşı davanın reddinin hukuka uygun olduğu, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden taraflara yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve kadına hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu ancak tazminat miktarlarının düşük olduğu, çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin, babası ile kişisel ilişki kurulmasının, kadın ve çocuk yararına tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarına hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminata ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 16.000,00 TL maddî, 16.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 23.02.2023 tarihli ve 2022/10046 Esas, 2023/747 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçları nazara alınarak çocuk Mevlüt Taha lehine taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, nafaka alacaklısının yaşı ve ihtiyaçları, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1…. kadın vekili; hükmedilen nafakalar, maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok az olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; Mahkemeye sunduğumuz engelli raporuna rağmen takdir edilen, tazminat ve nafaka miktarları iş bulamayan, çalışamayan müvekkilin ödeme gücünün çok çok üstünde olduğunu ileri sürerek her iki dava, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların dosya kapsamı ile hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.