YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/700
KARAR NO : 2023/3608
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1648 E., 2022/2588 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkiline karşı uzun süreden beri sadakatsiz tutum ve davranışlar içerisinde olduğunu, müvekkili tarafından davalı kadının … isimli başka bir erkek ile aynı daireden çıkarken görüldüğünü, bu durumu kadının önce inkar ettiğini, sonrasında bu kişinin su içmek için eve geldiğini söylediğini, kadının kullanımında olan telefon hattından … isimli kişi ile akşam saatleri de dahil olmak üzere çok uzun süreli görüşmeler yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, baskı ve tehditle evden kovduğunu, aldatmakla itham ettiğini, kapı kilidini değiştirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların aile sınırlarını oluşturamadığı, erkeğin eşine hakaret ettiği, kadının ise telefon kayıtlarından anlaşılacağı gibi uygun olmayan saatlerde ve fazla miktarda bir şahısla telefonla konuştuğu, kadının bu şekilde güven sarsıcı davranışlarda olduğu, tarafların boşanma konusundaki beyanları ile dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların ayrı yaşadıkları, her iki tarafın da boşanmayı talep ettikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın için takdir edilmiş bulunan 700,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının, erkeğe karşı sadakatsiz davranışları, erkeğin de, kadına karşı onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunması, hakaret etmesi, küçük düşürücü sözler sarf etmesi sebebi ile eşit kusurlu olduğu kanaatine varıldığından karşılıklı maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı karşı davacı kadını, başka bir erkek ile aynı evden çıktıklarını gördükten sonra son derece sağduyulu davranarak, ailesinin evine gönderdiğini, kadına karşı hiçbir darp, saldırı yahut olumsuz davranış içine girmediğini, kadının bu kişi ile uzun süreli telefon görüşmelerinin de olduğunu, kadının müvekkilini başka bir erkek ile aldattığını, tüm bunlara rağmen tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının davasının kabulünün de hukuka aykırı olduğunu, asli kusurlu olan ve halen çalışan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur belirlemesinin doğru olmadığını, müvekkilinin olay tarihinde bir otelde sezonluk işçi olarak çalıştığını, servis şoförü olan kişi ile iş nedeni ile telefonda görüştüğünü, sadakatsizlik iddiasının kanıtlanmadığını, müvekkilinin, erkeğin hakaretlerine, küçük düşürülecek söylemlere maruz kaldığını, müşterek evinden kovulduğunu ve evin kilidinin değiştirilerek müvekkilinin evine geri dönmesinin engellendiğini, bu kapsamda erkeği tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, erkeğin 1.600,00 TL kira geliri ile aylık 5.000,00 TL’nin üzerinde kazancı olduğunu, nafaka miktarının da son derece düşük olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı karşı davacı kadın yararına nafaka ile maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve nafaka miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı karşı davacı kadın , davacı karşı davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4.Yukarıda 3. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı karşı davacı kadın ağır kusurludur. Ağır kusurlu eş yararına 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilemez. O halde davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden davacı karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı karşı davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacı-davalıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.