Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/7 E. 2023/3731 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7
KARAR NO : 2023/3731
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği boyunca hiçbir zaman iyi bir eş olamadığını, en ufak şeylerden kavgalar çıkardığını, huzursuzluk yarattığını, zaman zaman kadına şiddet uyguladığını, kadını defalarca aldattığını, başına buyruk bir yaşam seçtiğini, aile olma ruhuna hiçbir zaman sahip olmadığını, hiçbir zaman kadının yaşamasını istemediğini, hep kendisine muhtaç olmasını istediğini, geçen zaman içinde evin geçimini de sağlamamaya başladığını, kadının önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadının üzerine kayıtlı taşınmazları haksız olarak gasp etmeye çalıştığını, kadını tehdit ve darp ederek kredi çektirip borçlarını ödemediğini, üzerine kayıtlı tüm taşınır ve taşınmaz mallarını, şirketini, müvekkilinden mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak başkalarına sattığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk olan İlknur’ un velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk İlknur için her ay 3.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, karar kesinleştikten sonra her ay iştirak nafakası olarak devamına, kadın için her ay 3.000,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde; evliliğin bitmesinin en önemli noktasının kadının paraya olan tutkusu olduğunu, annelik görevini yerine getirmediği gibi eş olarak da tamamen maddî duruma bağlı olarak değiştiğini, kadının erkeğe hakaret ettiğini ileri sürerek boşanmaya karar verilmesini kabul ettiğini, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesini, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ev içinde erkeğe ait olan eşyaların da tarafına iade edilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; ortak çocuk ve kadın ile ailece tatile gittikleri dönemde kadının zina eyleminde bulunması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığı, kadına ve ailesine hakaret ve küfür ettiği, kadını tehdit ettiği, iş yerindeki bir bayan ile birliktelik yaşayarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna şiddet uyguladığı, kadının oturduğu evin aboneliklerini iptal ettirdiği, erkeğin, kadının gırtlağına bıçak dayadığı, kadından imza alıp adına şirket açtığı, bu şirket nedeniyle kadına halen haciz geldiği, kadının da erkeğe hakaret ettiği hususlarının dosya kapsamından ispatlandığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının 2018 yılında otele tatile gittiği, erkeğin iş nedeniyle otelden ayrıldığı, o dönemde kadının bir gece otelde kalan başka bir erkeğin arabasına bindiğinin görüldüğü, kadın ve yanındaki erkeğin sarhoş olduğu, kadının sabaha karşı otele geldiği, kadının birlikte çıktığı adamın o gece otele gelmediği, sabaha karşı kadının otele tek başına geldiği hususlarının dosyada sabit olduğu ancak birleşen davanın sadece zina nedenine dayalı olarak açıldığı, zina nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için cinsel ilişkinin yaşandığının ispat edilmesinin gerektiği, birleşen dosya açısından kadının tatile gittikleri dönemde başka bir erkeğin arabasına binerek gece dışarıda olduğunun ispatlandığı ancak geceyi dışarıda nerede geçirdiği, arabasına bindiği kişi ile otel dışında başka bir yerde kalıp kalmadıklarının bilinmediği, kadının sadece geceyi dışarda geçirmesinin zinaya sebep sayılamayacağı gerekçesiyle erkeğin birleşen davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası takdirine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, fiziksel şiddet uyguladığına dair beyanda bulunan tanığın yalan tanıklıktan dolayı ceza aldığını, erkeğin, kadın adına ticari işlemler yaptığına ilişkin herhangi bir delilin dosya içerisinde yer almadığını, kadının düzenli çalışması nedeniyle yoksulluğa düşmediğini, kadının sadakatsiz olduğu ispatlanmasına rağmen zinaya dayalı davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının zina yaptığına ilişkin HTS dökümlerinin erkek tarafından talep edilmesine rağmen mahkemece celp edilmediğini, kadının zinasının dosya içeriğine göre sabit olduğunu ileri sürerek kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine, erkek tarafından ise birleşen dava ile zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği ile buna bağlı olarak erkeğin zina hukuki nedenine dayalı birleşen boşanma davası hakkında ret kararı verilmesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise bunların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.