Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6996 E. 2023/4960 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6996
KARAR NO : 2023/4960
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1042 E., 2023/1173 K.
KARAR : Esastan ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı istinaf sınırlaması yapılması nedeniyle bozulmasına, sair yönlerden incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret edip aşağıladığını, ortak çocuğu istemediğini, eşinin hamileliğinde ilgilenmediğini, eşi ile vakit geçirmediğini, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, borçlandığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadından habersiz ziynetleri bozdurduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının agresif ve saldırgan olup sürekli tartışma çıkardığını, kıyafetleri yırttığını, fiziksel şiddet uyguladığını, eşinin işini ve gelirini küçümseyip aşağıladığını, lüks hayat beklentisinde olduğundan koşulları beğenmediğini, eşinin ailesi ile kavga halinde olduğunu, onları kabullenmediğini, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini, ortak çocuğa hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını, en son evin kirasını ödeyemedikleri için ev sahibi ile icralık olduklarını ve kadının daha düşük kiralı bir evde oturmayı kabul etmeyip evi terk ettiğini iddia ederek; davanın reddine, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesim talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine agresif davrandığı, birden çok fiziksel şiddet ve ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, onu azarlayıp küçük düşürdüğü, eşinin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, borçlandığı, hakkında icra takipleri olduğu ve ortak çocuğa ilgisiz olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL’ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesi sonrası iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.000,00 TL’ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesi sonrası yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili; Mahkemenin kusur belirlemesinde hata yaptığını, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının kusurlarının gözetilmediğini, kadının ağır kusuru ile boşanmaya neden olduğunu, en azından tarafların eşit kusurlu sayılması gerektiğini, hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ve çocuk için hükmedilen nafaka miktarının da yüksek olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1669 Esas, 2022/1673 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları yönünden kaldırılmasının istendiği belirtilerek, bu yönlerden yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Dairenin 24.01.2023 tarihli ve 2022/9879 Esas, 2023/432 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanma ve fer’îlerine hükmedilmiş ve hükme karşı davalı erkek tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği; aynı kanunun 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ileri sürülen istinaf sebepleri başlıklı bölümünde, davalı erkek vekilinin boşanmanın fer’îleri yönünden istinaf yoluna başvurduğu belirtilerek davalının talebine aykırı istinaf sınırlaması yapılmış; erkeğin boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurusu incelenmemiş ve bu yönden hüküm kurulmamıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince sadece boşanmanın fer’îlerinin incelenerek fer’îler yönünden başvurunun esastan reddine karar verilmiş olması, boşanma hükmüne yönelik erkeğin istinaf başvurusunun incelenmemiş olması doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda dava dosyasının yeniden ele alındığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ispat edilen bir kusurun bulunmadığı, bu kusur derecesine göre evlilik birliğinin kadın eş yönünden temelden sarsıldığı devamı imkanının kalmadığı, İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabul edilmesinde bir hata bulunmadığı, kadına ve ortak çocuğa tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, kadın yararına maddi ve manevi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile yapılan velayet ve kişisel ilişki düzenlemesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; istinaf başvurusundaki itirazlarını tekrar ederek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte bir geçimsizlik olup olmadığı, var ise kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kabulünün yerinde olup olmadığı, nafakalar, tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.