Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6963 E. 2023/4949 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6963
KARAR NO : 2023/4949
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1272 E., 2023/1494 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile kadın için maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evlilik birliğini sarsan davranışları olduğunu ve artarak devam ettiğini, cinsel birliktelikle ilgili problemler yaşandığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kadından kaynaklanan huzursuzluk yaşandığını, müvekkilinin herhangi bir sağlık sorununun olmadığını, kadının müşterek haneyi düğünde takılan tüm takıları altın ve paraları da alarak terkettiğini, cinsel birliktelikle ilgili problemler yaşandığını, kadının kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmediğini, erkeğe iftira atıp toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2021 tarih ve 2019/541 Esas, 2021/537 Karar sayılı kararı ile; tarafların yaklaşık iki ay bir arada kaldıkları, erkeğin eşine psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bakire olmadığını söylemek suretiyle toplum içinde rencide ettiği, bakire değil ise bile evlilik birliğine bir süre devam ederek bu durumu affetmiş sayıldığı, kadının da eşinin iktidarsız olduğu yönünde aile bireylerine beyanda bulunmak suretiyle eşini rencide ettiği, dosyaya alınan raporda erkekte cinsel ilişkiye engel olacak şekilde psikolojik rahatsızlık bulunmadığının tespit edildiği, tarafların birbirine ağır ithamlarda bulunduğu, bu hali ile tarafların eşit kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, her iki eşin birbirlerine olan davranışlarında evlilik birliğinin gerektirdiği özen ve yükümlülüğü yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için aylık 350,00 TL tedbir nafakasına ve 4.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.09.2022 tarihli ve 2021/2125 Esas, 2022/1676 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurun istinaf edilmemekle kesinleştiği, erkeğin fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığı bulunmamasına rağmen cinsel birlikteliği gerçekleştiremediği anlaşılmış ise de fiilen evliliğin yaklaşık iki ay devam etmesi, erkeğin bu sürede tedaviden kaçtığının iddia edilip ispatlanmaması, kadının da makul bir süre beklemeden müşterek haneden ayrılması karşısında erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin isabetli olduğu, kadının kusurunun yerinde olduğu gerekçesiyle kadının kusura yönelik istinaf talebinin reddine, takdir edilen tedbir nafakası miktarının günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğundan kadının bu husustaki istinaf başvurusunun reddine, boşanma ile kadının yoksulluğa düşeceğinin ekonomik sosyal durum raporuyla sabit olmasına, tarafların ortak çocuklarının bulunmamasına ve yaşları itibariyle yeniden evlenme ihtimallerinin yüksek olmasına göre kadın lehine toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte nafaka miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın lehine 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, taraflar eşit kusurlu olduğundan kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru olmakla kadının tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 23.02.2023 tarihli ve 2022/10044 Esas ve 2023/726 Karar sayılı kararı ile; somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kadına bakire olmadığını söylemek suretiyle toplum içinde rencide ettiği, ağır ithamlarda bulunduğu kusurlarının erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında, tarafların kabulüne ve dosya kapsamına göre de sabit olduğu üzere cinsel ilişkinin gerçekleşmeme olgusunun toplanan deliller, tanık beyanları, evlilik sırasında erkeğin müracaatı sonucu konulan tanıyı içeren hastane kayıt ve belge içerikleri gereğince erkek eşten kaynaklandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulünün doğru olmadığı, kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, İlk Derece Mahkemesince erkeğe kadına bakire olmadığını söylemek suretiyle toplum içinde rencide ettiği, ağır ithamlarda bulunduğu yönüyle verilen kusurun istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğin ayrıca cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi yönüyle de kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin iktidarsız olduğu yönünde aile bireylerine beyanda bulunması sebebiyle kusurlu bulunduğu, erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 manevî tazminata hükmedilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkilin davalı erkek tarafından ispatlanabilmiş hiçbir kusuru bulunmadığını, bu nedenle erkeğin ağır kusuru sebebi ile kadının davasının tam kabulü, karşı tarafın davasının reddi gerektiğini, hükmedilen tazminat miktarlarının ve yoksulluk nafakasının da oldukça yetersiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen vekalet ücretinin erkeğin ağır kusurlu olması sebebi ile boşanma kararı tesisi sebebiyle kaldırılmasına ve lehe istinaf mahkemesi tarafından da vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tazminatların miktarları ile vekâlet ücreti yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.