Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6875 E. 2023/5219 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6875
KARAR NO : 2023/5219
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/53 E., 2022/80 K.
KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının taraf teşkili yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı dava dilekçesinde;… ilçesi… Mahallesi 25 parsel numaralı taşınmazda bulunan 643 m² lik yerin eşi olan … adına kayıtlı olduğunu, uzun zamandır ayrı yaşadığı eşinin kendisine haber vermeden aile konutu olan taşınmazı davalı … isimli vatandaşa sattığını ve tapusunun bu kişiye geçtiğini, kendisinin 4 çocuğu ile perişan olduğunu, eşinin evi terk ettiğini ve kendisine bakmadığını, yasalara göre eşlerden birinin haberi olmadan yapılan satışların geçerli olmadığını, bu nedenlerle usulsüz yapılan satış nedeni ile davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptaline, tekrar kendi adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı cevaba cevap dilekçesinde; dava konusu evin icra kanalıyla satılmış olsa da mağdur olduğunu, davalı eşin hesabını bilmeyen bir kişi olduğunu, onun bu zaafından faydalanıp gerçek değerinin altında satıldığını, yapılan satışın gizli ve şaibeli olduğunu, bunu keşifte tanıkları ile ispatlayacağını beyanla davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının harcı eksik yatırdığını, davacının taraf sıfatının bulunmadığını, davacının davasının hukuki dayanağının bulunmadığını, dava konusu taşınmazın satışının iradi bir satış olmayıp icra yoluyla yapılmış bir satış olduğunu, yapılan iki açık arttırmada alıcı çıkmayınca taşınmazı alacağına mahsuben aldığını, ihalenin kesinleştiğini, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.

2.Davalı … usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmada kimseye borcu olmadığını, evi satmadığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.01.2018 tarih ve 2016/63 Esas ve 2018/65 Karar sayılı kararı ile;… İcra Dairesinin 2011/131 talimat sayılı takip dosyası dosyasının alacaklısının davalı … olduğu, borçlusunun diğer davalı … olduğu, borçlunun davacının eşi olduğu, takip dosyasında işbu davanın konusu taşınmazın borçlu adına tespit edildiği ve icra yoluyla satıldığı, satış neticesinde alacaklı tarafından alacağa mahsuben satın alındığı, ihalenin kesinleşmesinden sonra alacaklı adına yani işbu davanın davalısı adına tescil edildiği, taşınmazın davalı … adına tam hisse ile kayıtlı olduğu, edinme sebebinin satış olduğunun tapu kaydındaki açıklamalar bölümünde yer aldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinde aile konutuyla ilgili olarak kira sözleşmesinin feshi, konutun başkasına rızaen devri gibi konut üzerindeki hakları tamamen ya da kısmen kısıtlayıcı hukuki işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğunun belirlendiği, aile konutunun haczi ve haciz sonucu satışı, bu madde kapsamına giren ve diğer eşin rızasına bağlı olan bir işlem olmadığı, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhi taşınmazın cebri icra yoluyla satışına engel olmadığı, tarafların beyanları, toplanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın… İcra Dairesinin 2011/131 talimat sayılı takip dosyasında yapılan 26.04.2013 tarihli ihale sonucunda alacağına mahsuben davalı … adına ihale olunduğu, ihalenin 09.05.2013 tarihi itibariyle kesinleştiği, bu ihaleye karşı herhangi bir ihalenin feshi davası da açılmadığı, davacının taşınmazın aile konutu olduğu iddiasında bulunduğu, taşınmaz satılırken taşınmazın üzerinde herhangi bir aile konutu şerhinin bulunmadığı, kaldı ki taşınmaz satılırken taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunması taşınmazın cebri icra yoluyla satışını durdurmayacağı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.02.2019 tarih ve 2018/1394 Esas, 2019/328 Karar sayılı kararı ile; Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği, bu açıklama karşısında; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf itirazının kabulüne, kabul sebebine göre davacının diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilere kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kabul sebebine göre davacının diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.04.2019 tarih ve 2019/65 Esas, 2019/133 Karar sayılı kararı ile;… İcra Dairesinin 2011/131 talimat sayılı takip dosyası dosyasının alacaklısının davalı … olduğu, borçlusunun diğer davalı … olduğu, borçlunun davacının eşi olduğu, takip dosyasında işbu davanın konusu taşınmazın borçlu adına tespit edildiği ve icra yoluyla satıldığı, satış neticesinde alacaklı tarafından alacağa mahsuben satın alındığı, ihalenin kesinleşmesinden sonra alacaklı adına yani işbu davanın davalısı adına tescil edildiği, taşınmazın davalı … adına tam hisse ile kayıtlı olduğu, edinme sebebinin satış olduğunun tapu kaydındaki açıklamalar bölümünde yer aldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinde aile konutuyla ilgili olarak kira sözleşmesinin feshi, konutun başkasına rızaen devri gibi konut üzerindeki hakları tamamen ya da kısmen kısıtlayıcı hukuki işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğunun belirlendiği, aile konutunun haczi ve haciz sonucu satışı, bu madde kapsamına giren ve diğer eşin rızasına bağlı olan bir işlem olmadığı, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhi taşınmazın cebri icra yoluyla satışına engel olmadığı; dava konusu taşınmazın… İcra Dairesinin 2011/131 talimat sayılı takip dosyasında yapılan 26.04.2013 tarihli ihale sonucunda alacağına mahsuben davalı adına ihale olunduğu, ihalenin 09.05.2013 tarihi itibariyle kesinleştiği, bu ihaleye karşı herhangi bir ihalenin feshi davası da açılmadığı, davacının taşınmazın aile konutu olduğu iddiasında bulunduğu, taşınmaz satılırken taşınmazın üzerinde herhangi bir aile konutu şerhinin bulunmadığı, kaldı ki taşınmaz satılırken taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunması taşınmazın cebri icra yoluyla satışını durdurmayacağı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.10.2019 tarihli ve 2019/1615 Esas, 2019/1777 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriği ve dosyadaki yazılara göre, dava konusu taşınmazın davacının eşi … adına kayıtlı iken cebri icra yolu ile davalıya satıldığı ve ihalenin feshi davasının açılmaması nedeniyle satış işleminin 09.05.2013 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince ipotek işleminin davacı eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı, davanın açıldığı tarih itibariyle taşınmazın aile konutu niteliğini yitirmiş olduğu, Mahkemenin karar gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının usul ve yasaya uygun olarak verilen karara yönelik istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 29.01.2020 tarihli ve 2019/8630 Esas, 2020/479Karar sayılı kararı ile taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olduğu, davanın 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinde düzenlenen aile konutu sebebi ile tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın davacının eşi … tarafından davalı …’a satıldığı, dava konusu taşınmazı devreden eş …’nın davalı olarak gösterilmediği, dava bu kişinin hukuki durumunu etkileyeceğinden, davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan eksik hasımla yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda öncelikle taraf teşkili sağlandığı; dava konusu taşınmazın… İcra Dairesinin 2011/131 talimat sayılı takip dosyasında yapılan 26.04.2013 tarihli ihale sonucunda alacağına mahsuben davalı … adına ihale olunduğu, ihalenin 09.05.2013 tarihi itibariyle kesinleştiği, bu ihaleye karşı herhangi bir ihalenin feshi davası da açılmadığı, davacının taşınmazın aile konutu olduğu iddiasında bulunduğu, taşınmaz satılırken taşınmazın üzerinde herhangi bir aile konutu şerhinin bulunmadığı, kaldı ki taşınmaz satılırken taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmasının taşınmazın cebri icra yoluyla satışını durdurmayacağı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesini yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; davalı …’ın kendisinden evi kaçırmak için muvazaalı borçlandığını, güya borçlanmış gibi senet imzaladığını, Davalı …’ın diğer davalı …’ı ne bilip ne de tanıdığını, evde hiç bir emeği olmadığını, çaresiz durumda olduğunu, kendisinden tanık istenmediğini, taraflı olarak karar verildiğini belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; aile konutu niteliğinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci, 190 ıncı, 194 üncü, 243 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 194 üncü maddesi, 705 inci maddesinin ikinci fıkrası, 1023 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
Davacı, davalılar arasında kötüniyetli olarak, mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak borç ilişkisi yapıldığını belirtilerek 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi uyarınca aile konutu niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı eş Ramazan adına kayıt ve tescilini talep etmiştir. Somut olayda dosyanın incelemesinden; davacının dava dilekçesi ile tanık deliline dayandığı, tanıkların isim ve adreslerini bildirdiği, buna rağmen Mahkemece davacının gösterdiği tanıklar dinlenilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır (6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi). Davacı taraf yargılama sırasında bu tanıkların dinlenilmesinden açıkça vazgeçmemiştir. Davacının dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği tanıklarının 6100 sayılı Kanun’un 243 üncü ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenmesi gerekir. Tarafların temyiz inceleme tarihinde boşandıkları da anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini de kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek dava tarihi itibariyle haklılık durumunun belirlenmesi açısından davacı tanıklarının dinlenip davacının iddialarının ve haklılık durumunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.