Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/661 E. 2023/3602 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/661
KARAR NO : 2023/3602
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2126 E., 2022/3038 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı davacı kadının sürekli huzursuzluk ve tartışma çıkardığını, müvekkiline ve babasını yaralamaya kalktığını, müvekkiline bıçak çektiğini, müvekkilinin babasına iftira atmakla tehdit ettiğini, başka bir erkeği eve davet ettiğini, aile bireylerini sürekli aşağıladığını, tehdit ettiğini, sadakatsiz olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı davalı erkeğin sürekli anne ve babasının dolduruşuna gelerek müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, aynı tutumun erkeğin ailesi tarafında da sürdürüldüğünü, hamile olan müvekkilinin bebeğini öldürme girişiminde bulunduğunu, erkeğin babasının müvekkilinin ailesi ile görüşmesine müsaade etmediğini, küfür ettiğini, evden kovduğunu, davacı davalı erkeğin ve babasının müvekkilin hamile kaldığı çocuğun eşinden olmadığı şeklinde dedikodu çıkardığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, doğacak olan çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller dinlenen tanık beyanlarını değerlendirdiğinde; evlilik birliğinin taraflar yönünden ortak hayatı sürdürmeleri kendinden beklenmeyecek derecede sarsıldığına kanaat getirildiği, kadının eşine hakaret etmesi, sadakatsizlik ispatlanmasa dahi tanık beyanları ve dosyaya sunulan sosyal medya çıktılarına göre güven sarsıcı davranışlarda bulunması nedeniyle daha fazla kusurlu olduğu, erkeğin ise, kadına hakaret etmesi, çocuğun kendisinden olmadığına yönelik beyanlar sebebiyle hafif kusurlu olduğu, kadına yüklenen güven sarsıcı davranışların erkek yönünden kişilik hakkını saldırı teşkil ettiği, erkek lehine tarafların sosyal ekonomik durumları gözetilerek manevî tazminata hükmedildiği, kadın daha fazla kusurlu olduğundan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmediği ancak dava tarihinden itibaren tarafların sosyal ekonomik durumları gözetilerek karar kesinleşinceye kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kadın daha fazla kusurlu kabul edildiğinden manevî tazminat talebinin reddine karar verildiği, 24.10.2019 tarihli sosyal inceleme raporunda velâyetin anneye verilmesi yönünde rapor verildiği, 21.04.2021 tarihli sosyal inceleme raporunda velâyetin babaya verilmesi yönünde görüş bildirildiği, ortak çocuğun anne tarafından yetiştirme yurduna verilmesi talepli dilekçe sunulduğu, annesi tarafından ortak çocuğun yetiştirme yurduna teslim edildiği, sosyal inceleme raporunda velâyetin babaya verilmesinin çocuğun yararına olduğu değerlendirildiğinden, çocuğun üstün yararı gözetilerek velâyetinin babaya verildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadın tarafından süresi içerisinde karşı dava açılmadığını, süresi içerisinde açılmayan kadının davasının usulden reddi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin birliğin temelinden sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, karşı davanın ispat edilemediğini belirterek, kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak hane açmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, kendi kusuruna dayanarak dava açamayacağını, erkeğin dava aşamasında dünyaya gelen çocuk için maddî, manevî destekte bulunmadığını, erkeğin ileri sürdüğü iddiaları ispat edemediğini, ortak çocuğun anne sevgisine muhtaç olduğunu ve velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağını, tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2022/2126 Esas, 2022/3038 sayılı ek kararı ile bir haftalık kesin süre içerisinde temyiz harç ve giderlerinin yatırılmadığı gerekçesi ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı ve 344 üncü maddesi uyarınca temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karar temyiz edilmemekle kesinleşmiştir.

2.Davalı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocuğun velâyet düzenlemesi, davalı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.