Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6567 E. 2023/4576 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6567
KARAR NO : 2023/4576
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1796 E., 2023/486 K.
KARAR : Kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kusur belirlemesi ile kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tarafları eşit kusurlu olduğunun tespiti ile davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evliliğin gerektirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, müvekkilini zorla evinden çıkartarak çocuklarıyla beraber dışarı attığını, çocuklara şiddet uyguladığını, ziynetlerini alıp ticarete girdiğini belirterek tarafların 4721 Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, davacının hastalığında kendisi ilgilenmediğini, refakatçi kalmadığını, hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu, en son beş ay önce kendisini evden kovduğunu ve istemediğini söylediği, kendisine destek göstermediğini, eşinin kendisi işteyken her gün annesine ve kız kardeşlerine gidip geldiğini, ziynetlerle araba alınıp kadın üzerine tescil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2023 tarihli ve 2019/225 Esas, 2021/430 Karar sayılı kararıyla; davacı tanıklarının beyanları, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu gerekçesiyle sübut bulmayan davanın ve kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, ispatlanmayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/6216 Esas, 2022/9000 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin ortak çocuğa şiddet uyguladığı, bu olay sonrası evi terk ettiği ve fiili ayrılık sürecinde birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davacı kadının da eve dönen eşine hakaret edip onu artık istemediğini söylediği, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetinin anneye tevdiine ve baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı bedelinin ise 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 09.11.2022 tarih, 2022/6216 Esas ve 2022/9000 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının az, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna hükmettiği, davacı kadına Bölge Adliye Mahkemesince kusur olarak yüklenen “eve dönen eşine hakaret edip onu istemediğini söyleme” vakıası, kadın tarafından temyiz yoluna başvurulmadığından kesinleştiği, tarafların Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; kadının fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmediği, bu durumda, ortak çocuğa fiziksel şiddet uygulayarak evi terk eden ve fiili ayrılık döneminde birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek ile eve dönen eşine hakaret ederek onu istemediğini söyleyen ve fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmeyen kadının eşit kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamına uyma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucu; boşanmaya neden olan olaylarda ortak çocuğa şiddet uygulayarak evi terk eden ve fiili ayrılık döneminde birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek ile eve dönen eşine hakaret ederek onu istemediğini söyleyen ve fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmeyen kadının eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminat verilmeyeceği gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespiti ile davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; erkeğin ortak konutu terk etmeden önce de ortak çocuklara ve davacı eşe maddî ve manevî destekte bulunmadığını, fiziksel şiddet uygulayan, evi terk eden, ortak çocukların maddî ve manevî ihtiyaçları ile ilgilenmeyen erkek ile erkeğin evi terkinden sonra hastalığının nüksettiğini öğrenir öğrenmez yanında kendisi olmasa dahi ortak çocukları gönderen erkeğin ailesinin yanında olduğundan emin olan kadının eşit kusurlu olarak kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uygun karar verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.