YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6566
KARAR NO : 2023/5179
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/26 E., 2023/174 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminatlara, iştirak ve yoksulluk nafakalarına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, davacı lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak açmış olduğu hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, mümkün olmaması halinde davalı müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalı için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocukların her biri için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2019/275 Esas, 2021/299 Karar sayılı kararıyla; daha önce erkek tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın 17.03.2016 tarihinde kesinleştiği tarafların 2015 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, bu tarihten itibaren bir araya gelmedikleri, reddedilen boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren yasanın fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davalarında aradığı 3 yıllık ayrılık ve bu süre içinde ”her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış” olması koşulu somut olayda gerçekleştiği, davacı erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının tanık beyanları ile sabit olduğu, erkeğin evin, eşinin ve müşterek çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediği, davacının tam kusurlu davranışları ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayat sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu…nun velâyetinin davalı anneye bırakılmasına, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı kadın lehine 22.500,00 TL maddî, 22.500,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tarafların ortak çocukları …’ın yargılama sırasında ergin olduğu anlaşıldığından velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına ve çocuk için tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin çocuk ergin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu buna rağmen hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, taktir edilen tedbir, yoksulluk, iştirak nafakalarının hakkaniyete uygun belirlenmemiş olduğunu, davacı tarafın kusurlu olmasına rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm bu nedenler ile birlikte yeniden değerlendirme yapılarak yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.06.2022 tarihli ve 2021/1384 Esas, 2022/1202 Karar sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 30.11.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların miktarı, davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı ve ortak çocuk 2008 doğumlu…nun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının miktarının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ortak çocuk … lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; müvekkilin ortak çocuklarına karşı her zaman üstüne düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini ve tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, davalı tarafın evlilik birliğinden doğan yükümlülüklere aykırı davrandığını, ağır kusurlu olan davalı taraf lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, ortak çocuk … lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer’îleri istemine ilişkin davada kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182, 327, 328, 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.