Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6476 E. 2023/5788 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6476
KARAR NO : 2023/5788
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/892 E., 2023/773 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/240 E., 2022/785 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiklerini ve evlendikten sonra yapmış oldukları ortak birikim ile 2012 yılı Mayıs ayında … ili, …ilçesi, … Mahallesi, 10463 Ada, 10 Parsel, 7 No.lu Bağımsız Bölüm’de kayıtlı taşınmazı davalı … adına satın aldıklarını, bu taşınmazın satın alındığı tarihten beri müvekkili ile davalı … tarafından aile konutu olarak kullanıldığını, müvekkilinin, davalı eşi …’a olan sevgisinden ve güveninden dolayı taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurmayı gerek görmediğini, müvekkilinin taşınmazın 24.09.2019 tarihinde 250.000,00 TL bedel karşılığında diğer davalı …’ya satıldığını öğrendiğini müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yapılan satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek, … adına olan tapu kaydının iptal edilerek yeniden davalı … adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çiftçilik ve hayvancılık işleri ile uğraştığını, diğer davalı …’in ise valilikte memur olarak çalıştığını, davacı …’ın ise ev hanımı olduğunu ve hiçbir gelir kaynağının bulunmadığını, davalı eş ile müvekkilinin ortak bir birikiminin söz konusu olmadığını, davalı …’ın farklı nedenlerle defalarca müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin de maddî anlamda arkadaşına destek verdiğini, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu bu borçların bir kısmını banka yoluyla davalı hesabına bir kısmını ise elden vermek suretiyle gerçekleştirdiğini, davalı …’ın ve eşi davacı …’ın Niğde ilinde ikamet etmekte iken …’ın memuriyet görevi sebebiyle Niğde’den … iline taşınmak zorunda kaldıklarını ve halen … ilinde ikamet ettiklerini, davacı tarafın, evin müvekkile satıldığından haberinin olmadığı, yapılan satışa dair bilgisinin bulunmadığına yönelik asılsız ve mesnetsiz iddialarının arkasında bulunan asıl amacının aile konutu olduğundan bahisle müvekkil aleyhine tapunun iptalini sağlayarak söz konusu evin adına tescilini gerçekleştirip evi başka bir kişiye satabilmek olduğunu, davacı tarafın bu amacını dava dilekçesinde açıkça; müvekkilinin son birkaç aydır davalı eşi …’a aile konutu olarak kullandıkları evi satıp, daha güzel bir ev almak istediğini dile getirmiştir…” şeklindeki cümleleri ile ortaya koyduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacı tarafından aile konutunun kendi bilgisi ve rızası dışında satılmış olduğu iddia edilmiş ise de; tarafların aile dostu oldukları ve ailecek birbirleri ile görüştükleri, davalı … ile ailesinin dava konusu taşınmaza daha önce de girip çıkmış oldukları, bu şekilde dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun herkes tarafından biliniyor olduğu, bununla birlikte dava dilekçesinde davacının yeni bir ev almak için mevcut evi satmak niyeti olduğunu eşine bildirmesine karşılık, davalı eşinin bu hususu tepkili bir şekilde reddettiği iddia edilmiş, ancak davalı … tarafından Mahkeme huzurunda davacı eşiyle birlikte dava konusu evi satıp daha iyi bir ev alma niyetlerinin olduğu beyan edildiği ve tanık … tarafından da eşlerin dava konusu evi satmak konusunda fikir birliği içinde olduklarının anlaşıldığı, dava dilekçesinde evin bedelinin kısmen veya tamamen ödenmemiş olduğu yönünde bir iddia da bulunmadığı, davacının taşınmazı 24.09.2019 tarihinde 250.000,00 TL bedel karşılığında diğer davalı …’ya satıldığını öğrendiğibi belirttiği, davalı … ve davacı tanıkları tarafından taşınmazın bedelinin ödenmemiş olduğunun beyan edildiği, buna karşılık taşınmazın satışının gerçekleştirildiği resmi senette 250.000,00 TL’ye satışın yapıldığı ve bedelin ödendiği davalı tarafından kabul edildiği ve dosyaya bunun aksini gösterir herhangi bir belge sunulmadığı ve davalı … tarafından evin bedelinin tahsili için yasal herhangi bir girişimde bulunulmadığı, davalı … lehine ipoteğin 28.09.2016 tarihinde tesis edilmiş olduğu, dava dilekçesinde davacının tapuya giderek evin satışını öğrenmiş olduğunun iddia edildiği, bu şekilde davacının 2016 yılında tesis edilen ipoteği, en geç evin satışının tapuda öğrenildiği tarihte muttali olduğu, davacı ve eşinin aile konutunun satılması konusunda fikir birliği içinde oldukları ve davacı tarafından satışın rızası dışında yapılmış olduğu hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın kabulü koşullarının oluştuğu, davanın ispatlandığı belirtilerek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazın davacı ve davalılardan …’ın aile konutu olduğu, tarafların 2012 yılından beri bu adreste ikamet ettikleri, satış için düzenlenen resmî senette davalı …’ın ikamet adresinin davaya konu taşınmazın adresi olduğu, davacı tarafın aile konutu olarak kullanılan taşınmazın açık rızası alınmadan eşi tarafından diğer davalıya devredildiğini iddia ettiği, ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı tarafın yapılan devir işlemine davacının açık rızası bulunduğunu ispatlayamadığı, bu haliyle yapılan devir işleminin geçersiz olduğu, Mahkemece davalı tarafın ispat yükünü yerine getiremediği, yapılan devir işleminin geçersiz olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ispat yükü hatalı olarak davacı tarafa yüklenerek davaya konu işlemin rızası dışında yapıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile eski malik davalı … adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … temyiz dilekçesinde özetle, kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, davanın reddedilmesi gerektiği belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, aile konutunun rıza dışı satıldığı iddiası ile açılan tapu iptal tescil davası olup, uyuşmazlık taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, davacı tarafın taşınmazın satışında rızasının alınıp alınmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.