YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6095
KARAR NO : 2023/4567
KARAR TARİHİ : 05.10.2023
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/887 E., 2023/838 K.
DAVA TARİHİ : 04.03.2019-08.04.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından dava dilekçesinde; davalı kadının abisi ile birlikte erkeği tehdit ettiğini, hakaret ederek evden kovduğunu, aşağıladığını, ilgisiz davrandığını ve sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin, kadını sürekli evden kovduğunu, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, evin geçimine katkı sağlamadığını, ilgisiz davrandığını, hakaret ettiğini, sadakatsiz davrandığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, başka bir kadınla yaşayarak sadakatsiz davranış sergilediği ve evin iaşesini sağlamadığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ile 10.000,00 TL maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili her iki dava yönünden, kadın vekili nafakaların ve tazminatların miktarı ile erkeğin reddedilen davasında lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek vekilinin kusur durumuna, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvuruları ile kadın vekilinin kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 25.01.2023 tarihli ve 2022/9590 Esas, 2023/451 sayılı kararı ile; erkek vekili tarafından kadının kabul edilen boşanma davası da dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin incelenmediği, yine kadın vekili tarafından vekâlet ücreti de dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde, Bölge Adliye Mahkemesince, kadının vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin incelenmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesine göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince tüm istinaf talepleri yönünden inceleme yapılmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tüm istinaf taleplerinin esası incelenmekle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası ile boşanma nedeni ile takdir edilen maddî-manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, miktarların toplanan delillere, usul ve yasaya ekonomik durumlarına aykırı olduğu gerekçesiyle kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, kusur durumunun yeniden belirlenerek, müvekkil tarafından açılan boşanma davasının kabulüne, kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine, kadın lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin hali hazırda 4.164,33-TL emekli maaşı almakta olup, babasından kendisine yaklaşık 100 dönümlük tarla kaldığını, kira gideri olmadığını, müvekkilin ise geçimi için tereyağı yapıp sattığı, 2-3 baş hayvana bakarak, kardeşlerinin desteğiyle yaşadığı tanık anlatımlarıyla ispat edilmişken, Mahkeme tarafından hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının oldukça yetersiz olduğunu, yine erkeğin kusurlar, evlilik süresi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların da yetersiz olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile hükmedilen nafaka şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile erkeğin davasının reddinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesi 359 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
b.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2/a) ve (2/b) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarları yönlerinden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek vekilin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran …’ye geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.