Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/6039 E. 2023/4472 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6039
KARAR NO : 2023/4472
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/654 E., 2023/682 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/821 E., 2022/27 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve eşya alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları sebebi ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, yasal faiziyle birlikte 300.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları sebebi ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, erkek yararına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, buna dair yazışmalarının bulunduğu bu haliyle de tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı- karşı davalı kadın tanıklarının beyanları gözetilerek davalı- karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu, davalı- karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddialarını delilleriyle ispat edemediği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili, yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat ve tedbir nafakasının miktarı yönlerinden; davalı karşı davacı erkek vekili ise; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadına tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarih ve 2022/846 E., 2022/1730 K. sayılı kararı ile “tarafların fiziksel şiddet iddiasından sonra bir süre konuşmadıkları, sonrasında barışıp kadının iş seyahatine birlikte gittikleri, evliliğin devam ettiği, af en azından hoş görüyle karşılandığı bu nedenle kusur olarak verilemeyeceği, dosya kapsamında özellikle erkeğin el yazısıyla yazdığı mektuplar dikkate alındığında erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı davranışları olduğu sabittir. Özellikle erkeğin mektupları dikkate alındığında kadına olan sevgisini dile getirdiği, karşı davasında vakıa olarak dayandığı hususların erkek yönünden birliği sarsmadığı kanaati oluşmakla kadına kusur verilmemesi doğru görülmüştür. Bu haliyle ilk derece mahkemesince yapılan kusur tespiti dosya kapsamına uygun olduğu…. olaylarda davacı karşı davalı kadın kusursuz ise de, kadının mesleği olup sigortalı çalışması, gelir miktarı dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakasının reddine dair karar usul yasa ve dosya kapsamına uygundur… erkeğin tazminat talepleri ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulmadığı…” gerekçesi ile erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle davalı-davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf itirazlarını tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 23.02.2023 tarih ve 2022/11581 Esas, 2023/742 Karar sayılı ilamıyla, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdirinin gerektiği, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın maddî ve manevî tazminatların miktarları yönlerinden bozulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; kadın yararına 50.000,00 TL maddî-50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1…. kadın vekili, tazminat miktarlarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, tazminatların miktarının fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına, bozmanın amacına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi,166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, 370 ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.