Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/5908 E. 2023/4822 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5908
KARAR NO : 2023/4822
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/435 E., 2023/647 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akyurt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/395 E., 2022/98 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, evliliğin ilk günlerinden itibaren erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya başladığını, on sene boyunca altlı-üstlü oturduklarını ve sadece uyumak için kendi evine indiğini, bu süre zarfında eşi ve eşinin ailesinden baskı gördüğünü, yıllar boyunca tek başına evden dışarı adımını dahi atamadığını, erkek ve ailesi tarafından yoğun sözlü şiddete ve kötü muameleye maruz kaldığını, çoğu defa kadına yönelik saf, salak, köpek, şerefsiz, namussuz gibi hitaplarda bulunduklarını, erkeğin ise eşini savunmak yerine bu tür çirkin hitaplara katıldığını, evliliğin son zamanlarında eşine karşı, şerefsiz, namussuz, köpek, benim dediğim olacak, benim emrimle hareket edeceksin, ben ne dersem yapılacak, ikilenmeyecek, şerefsizlik yapma, insan gibi dediğimi yap, köpeklik yapma, seni ben besliyorum, bu parayı ben veriyorum gibi ağır sözlerle onu insan yerine dahi koymadığını, kadının bu süreçte aile ferdinden ya da akrabasından herhangi bir destek görmediğini, sürekli olarak itilip ötelendiğini, kadının toplumsal hayata katılmak ve bir işte çalışmak için eşinden talepte bulunduğunu, eşi tarafından bu talebinin her defasında yok sayıldığını, erkeğin ekonomik konularda da eşine karşı dürüst davranmadığını, ailesinin ve kendisinin hali vakti oldukça yerinde olmasına rağmen, boşanma ve ailesinin korkusuyla mal varlığını hep erkek kardeşinin üzerine yaptığını, tüm parasını annesine verdiğini, kendi evinin temel ihtiyaçlarını bile annesinden harçlık isteyerek karşıladığını belirterek elilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 240.000,00 TL maddî ve 180.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının gerek nişanlılık döneminde gerekse evlenmeden hemen önce erkeğin ailesi ile altlı üstlü oturacaklarını bilerek ve isteyerek evlilik yaptığını, erkeğin evlilik birliği süresi içerisinde ailesine karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, erkeğin ailesi ile birlikte yaşaması durumunun ortaya atılmasının hiçbir kusuru bulunmayan erkeği kusurlu gösterme çabasından ibaret olduğunu, aynı apartmanda bir süre oturduktan sonra yıllardır başka bir apartmanda hatta başka şehirde yaşadıklarını, kadının sosyalleşmek için siyasete atılmak istediğini, erkeğin ise ilk başta karşı çıkmasına rağmen bunu sağladığını, kadının iş kurmak istediğini bunun için de elinden gelen her şeyi yaptığını, erkeğe yönelik mal kaçırma iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, sahip olduğu her şeyi kadının adına kayıt yaptığını, kadının hoca vasfında iddia ettiği Tuncay isimli şahsın etkisinde çok fazla kaldığını, sürekli olarak olur olmadık sebeplerden dolayı tartışmalar çıkardığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına sen kimsin, sen benim dediğimi yapmak zorundasın senin hiçbir değerin yok sen sıfırsın, şerefsiz, sen lise mezunusun, ben üniversite mezunuyum, ben evin reisiyim erkeğim aç köpekler, şerefsizler, ben olmazsam siz hiçsiniz şeklinde hakarette bulunduğu ve beni boşamayacaksın, boşarsan sana bu hayatı zindan ederim, çevrendeki herkese gösteririm gününü şeklinde tehdit ettiği, ailesi ve yaşantısı üzerinden psikolojik baskı kurduğu, erkeğin ailesinin kadına orospu, aç kapıyı eve erkek mi alıyorsun, aç köpekler, gene biz doyuruyoruz biz olmazsak ne yapacaklar, ahrazlar, dili dişi olmayanlar, şeklindeki hakaret ettiği ancak erkeğin bu hakaretlere ses çıkarmadığı, eşine destek olmayarak olaylara göz yumduğu, erkeğin çocuklarına karşı da fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar … ve …’nın velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk …’in karar tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar yararına dava tarihinden itibaren hükmedilen ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuklar … ve … için ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk … için iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep ettikleri delillerin toplamadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının tanıklarının beyanının yıllar öncesine ait olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bu olgulara rağmen evliliğin devam ettiğini, af durumunun söz konusu olduğunu, ortak çocukların dosyada psikolog ve pedagog hazır olmadan alenen alınan ifadelerinin kabul edilmesinin imkansız olduğunu, baba ile görüşme yapılmadan karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının sigortalı bir işte çalışması nedeni ile lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, 18 yaşını karar tarihinde doldurmuş olan … lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin de doğru olmadığını, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, kadının dava açmakta haklı olduğu, boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, ortak çocuk …’nin 05.11.2004 doğumlu, …’nın 01.03.2013 doğumlu olduğu, anneleriyle birlikte yaşadıkları, ortak çocukların anneleri ile birlikte yaşamak istediklerini beyan ettikleri, raporda velâyetlerin anneye verilmesinin çocukların yararına uygun olacağının belirtildiği, anne yanında kalmalarının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde delil de bulunmadığı, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, bu hususta verilen kararın ve kişisel ilişki sürelerinin isabetli olduğu, ortak çocuk … istinaf incelemesi sırasında ergin olduğundan … yönünden velâyet ve kişisel ilişki taleplerinin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek davacı kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, ortak çocuk …’in karar tarihinden önce ergin olduğu, ortak çocuk … yararına hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, … lehine hükmedilen tedbir nafakasının tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre az olduğu gerekçesiyle davacının … lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarına ilişkin, davalının da … lehine hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin istinaf istemi kabulüne, … lehine hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar verilmesine, … için dava tarihinden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, bu tarihten boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasına, kadın ve ortak çocuk … yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı isabetli ise de … istinaf incelemesi aşamasında ergin olduğundan tedbir nafakasının ergin olduğu tarihte kendiliğinden kalktığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk …’nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğuna, davacının bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne, ortak çocuk … için aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına, istinaf incelemesi aşamasında … ergin olduğundan bu çocuk yönünden iştirak nafakası talebinin konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadın kusurlu değil ise de, dosya içerisindeki SGK hizmet dökümünden davacı kadının yeterli ve düzenli gelir getiren bir işte sigortalı olarak çalıştığı, üzerine kayıtlı taşınmazlarının bulunduğu, bu durumda davacı kadının geliri ve mal varlığı itibarıyla boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığından davalının, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, evliliğin süresi, davacı kadının kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminatların miktarına, erkeğin ise faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin kabulü ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadın lehine 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispat edilip edilmediği, boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, kadın lehine tedbir nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün menfaatine olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.