YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5280
KARAR NO : 2023/5054
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/224 E., 2022/213 K.
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki nişanın bozulmasından kaynaklanan maddî ve manevî tazminat davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının haksız ve kusurlu olarak nişanı bozmasından dolayı davacının uğramış olduğu zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere 75.000,00 TL manevî tazminat ile davacının katlanmak zorunda kaldığı maddî zararlar ve nişan masrafları açısından 15.000,00 TL maddî tazminat olmak üzere toplam 90.000,00 TL tazminatın nişanın bozulma tarihi olan 23.07.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.10.2015 tarihli kararı ile davalının, dava açıldığı tarihdeki yerleşim yerinin…Aile Mahkemesi yetki sınırları içerisinde yer aldığı, davalı tarafından usulüne uygun olarak süresi içerisinde sunulan ve ilk itirazlarını içerir cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle Mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili…Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 23.12.2015 tarihli kararı ile; kişilik haklarına saldırı iddiasıyla manevî tazminat talebinde bulunan davacının, haksız eylemin işlendiği ve aynı zamanda yerleşim yeri olan… mahkemesi ile davalının yerleşim yeri olan…mahkemelerinden birini seçmek ve o mahkemede dava açmak hakkına haiz olup, yetki konusunda seçimlik haklarını kendi yerleşim yeri mahkemesinde kullandığı, hal böyle olunca, Mahkemece; davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 24.10.2018 tarihli kararla; masrafları davacı tarafça karşılanarak…’da nişan yapıldığı, sonrasında tarafların…a gittikleri,…’da nişanda takılan takıların da…a düğünde takılmak üzere götürüldüğü, burada düğün hazırlıklarına başlanıldığı ve düğün davetiyelerinin bastırıldığı, düğün gerçekleşmeden davalı tarafın davacının boynu kızaracak şekilde ona şiddet uyguladığı, bunun üzerine davacının kardeşini aradığı, davalıların davacıyı otobüse bindirerek onu kız kardeşinin yanına yolladığı, böylece taraflar arasında gerçekleştirilen nişanın davalı tarafça haksız olarak kusurlu bir şekilde sona erdirildiği gerekçesiyle davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 15.000,00 TL maddî tazminatın ve 15.000,00 TL manevî tazminatın 23.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş. Karara karşı her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 120 nci maddesi gereğince maddî tazminat istenebilmesi için nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olması ya da nişanın taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olması gerektiği, somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddî zarara uğradığını iddia ederek maddî tazminat isteminde bulunmuş, Mahkemece davacının maddî tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edemediği, Mahkemece; davacının maddî tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 121 inci maddesi gereğince sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olmasının manevî tazminata hükmedilmesi için yeterli olmadığı, doğal olan üzüntü ve menfaat ihlalinin manevî tazminata esas alınamayacağı, manevî tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerektiği, somut olayda; davacı, nişanın davalının kusurlu hareketleri sonucu bozulduğunu iddia etmiş ise de, davalının kusurunu ve nişanın bozulmasından dolayı kişilik haklarının fahiş olarak zarara uğradığını usulünce ispat edemediği, hal böyle olunca Mahkemece; davacının manevî tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme sonucu manevî tazminat isteminin kısmen de olsa kabülüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, nişanın bozulmasında davalının herhangi bir kusurunun veya kişilik haklarına yönelik fahiş zararın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının maddî ve manevî olarak büyük bir yıkıma maruz kaldığını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece 24.10.2018 tarihli ilamda davalı aleyhine hükmedilen 4.360,00 TL vekâlet ücretinin davalı yandan tahsil edildiğinin kabulü ile eldeki kararda davacı aleyhine 4.360,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; davanın reddi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, nişanın bozulmasından kaynaklanan maddî ve manevî tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun’un 120 nci ve 121 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece verilen son hükümde, ikinci kararda davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin bu kez davacıdan alınarak davalıya verilmesi yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının (4) numaralı bendinden “ve davalıdan tahsil edilen 4.360,00 TL vekâlet ücretinin ayrı ayrı olmak üzere” ibaresinin çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.