Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/5265 E. 2023/5161 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5265
KARAR NO : 2023/5161
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/58 E., 2023/618 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/360 E., 2022/576 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar gerekçesinde belirtilen işlemlerin yapılmak üzere dosyanın kararın veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen boşanma kararı kesinleştiğinden, asıl ve karşı davalar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat ile 3.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1…. kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ailesi ile görüşmesini istemediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, iftira attığını, tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2…. kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, yatağını ayırdığını, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ettiğini, kadının, kendi adına olan taşınmazını erkekten gizli satmaya çalıştığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davasının halen derdest olduğunu ve işbu davanın yargılaması sırasında kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin öğrenildiğini, kadının bu sebeple ortak konutu terk ettiğini ve birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının, ortak çocuk Dilara’ya fiziksel şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini, ortak çocuğu tehdit ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarih ve 2016/555 Esas, 2019/931 Karar sayılı kararı ile kadının fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve güven sarsıcı davranışlar sergilediği, erkeğin ise psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın ispatlanamaması sebebiyle reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, 3.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, erkeğin karşı davada tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 29.04.2022 tarih 2020/384 Esas ve 2022/915 Karar sayılı kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesince mevcut üç boşanma davası açısından ayrı ayrı hüküm kurulması doğru ise de kusurun her dava için ayrı ayrı değerlendirilip sonuçlarına göre her dava için ayrı ayrı fer’î hüküm değerlendirmesi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur ve fer’î talepler yönünden kararda çelişki yaratıldığı, İlk Derece Mahkemesince, istinaf edilmeyerek kesinleşen birleşen davadaki boşanma kararı da dikkate alınarak her bir davadaki boşanma talebi hakkında ayrı ayrı karar verilerek mevcut üç dava içinde taraf kusurlarını tek olarak değerlendirip sonucuna göre kusur kıyaslaması ve üç davadaki fer’î talepler yönünden de tek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar gerekçesi kapsamında yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve güven sarsıcı sadakatsiz davranışlar sergilediği, erkeğin ise psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, karşı dava yönünden ise toplanan deliller ile iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle birleşen davada verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve karşı davadaki boşanma talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kusur durumu dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat ile 3.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı … kadın vekili kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gönderme kararında; mevcut üç dava yönünden taraf kusurlarının tek olarak değerlendirilip sonucuna göre kusur kıyaslaması yapılması gerektiğine işaret edilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince, ilk karardaki kusur belirlemesine atıfta bulunarak karar verilmesi doğru değilse de yargılamada geçen süre dikkate alınarak dava taraflarının mağduriyetlerine sebep olmamak adına kusur belirlemesinin istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince yapıldığı, her ne kadar dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında kadın tarafından erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanılmışsa da tanık anlatımlarının eski tarihli olduğu, kadın tarafından affedildiği ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, son dönemde yaşandığı iddia olunan fiziksel şiddet vakıasının ise ispatlanamadığı, kadının ise birlik görevini ihmal ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, ancak kadına yüklenen hakaret vakıasının ispatlanamadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine kadına yüklenen fiziksel şiddet vakıasının da önceye dayalı olduğu, affa uğradığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, birlik görevini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin ise hakaret ettiği ve hırsızlık yaptığı yönünde ithamlarda bulunduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alındığında tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, az kusurlu olan erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının ise kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, dikkate alındığında az olduğu, yine gönderme kararında belirtildiği üzere asıl dava ve karşı davanın konusuz kaldığı, her iki dava yönünden de karar verilmesine ye olmadığına ve haklılık durumuna göre vekâlet ücreti, yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği ancak taraf vekillerinin bu hususlarda açık istinaf itirazları bulunmadığından bu konudaki yanlışlığa değinmekle yetinildiği, ancak dava harçlarının kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle asıl dava ve karşı dava yönünden tamamlanmasına karar verildiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulüne, kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve bu yönlerden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminat, asıl dava ve karşı dava yönünden ayrı ayrı alınması gereken 51,50 TL harcın taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davaca erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, kadının sadakatsiz eylemi sebebiyle erkeğin kişilik haklarının ihlal olduğu, kadın adına kayıtlı birden fazla taşınmazın olduğu, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin de hatalı olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları ve vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup uyuşmazlık, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ile istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.