Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/5135 E. 2023/3549 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5135
KARAR NO : 2023/3549
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul, ek karar tavzih talebinin reddi

Taraflar arasındaki kayyım atanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kayyım vekilinin 05.05.2014 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 06.05.2014 tarihli ek karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

06.05.2014 tarihli ek karar, kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki bulunduğu 375 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı üzerinde … oğlu … lehine ipotek bulunduğu, bu ipoteğin fekki için dava açıldığı, ancak ipotek sahibine yapılan tüm araştırmalara rağmen ulaşılamadığı belirtilerek; 375 parsel sayılı taşınmaz üzerine lehine ipotek tesis edilmiş görünen …na 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 426 ncı, 427 nci ve takip eden maddeleri gereğince ipoteğin fekki davası ile ilgili işlemlerin takibi kayyım atanmasın talep etmiştir.

II. CEVAP
Kayyım vekili cevap dilekçesi sunmamış, 29.07.2013 tarihli celsede kayyım atanmasına bir itirazları olmadığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 375 parsel sayılı taşınmazda lehine ipotek tesis edilen … oğlu …’in yapılan tüm araştırmalara rağmen kim olduğu ve kimlik bilgilerinin tespit edilemediği, davacı vekili tarafından yargılaması devam eden ipoteğin kaldırılması davası açıldığı, bu davada davacı vekiline … oğlu … adına kayyım tayin edilmesi için yetki ve süre verildiği, bu davaya devam edilebilmesi için bir kayyım atanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüyle 375 parsel sayılı taşınmazda lehine ipotek tesis edilen ayrıntılı kimlik bilgileri tespit edilemeyen … oğlu …’i Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/74 Esas sayılı dava dosyasında kayyım sıfatı ile temsil etmek üzere … Defterdarı …’ın 4721 sayılı Kanun’un 426 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir. İş bu karar temyiz edilmeksizin 22.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

2. Kayyım vekilinin 24.03.2014 tarihli dilekçesinde, … oğlu …’e yönetim kayyım atanması şeklinde kararın düzeltilmesine yönelik tavzih talebi üzerine, Mahkemenin 05.05.2014 tarihli ek kararıyla, davacı vekilinin temsil kayyımı atanması için davayı açtığı, Mahkemece temsil kayyımı olarak kayyımın atanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; kayyımın mal varlıkları üzerinde hazinenin menfaatinin korunmasını sağlamak üzere yönetim kayyımı olarak atanmadığı, 4721 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi uyarınca deftardarın yönetim kayyımı olarak atanmaması nedeni ile … oğlu …’in malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaatinin bulunup bulunmadığı hususunun Mahkemece araştırılmadığı, kararda tavzihi gerektiren nedenlerin bulunmadığı, tavzih koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle kayyım vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen 05.05.2014 tarihli ek kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Kayyım vekili temyiz dilekçesinde özetle; 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun (3561 sayılı Kanun) uyarınca, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırıp, Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı olarak atanması gerektiği; atamanın yönetim kayyımı olarak yapılması gerekirken aksi kanaat ve düşünce ile verilen hükmün bu kısmının düzeltilmesi ile tavzih talebinin reddine ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hükmün tavzih edilmesi gerekip gerekmediği noktasında tolanmaktadır. Dava, 4721 sayılı Kanun’un 426 ncı maddesi uyarınca, temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 305 ve 306 ncı maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 426 ncı maddesi, 427 nci maddesi; 3561 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kayyım vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.