Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/5081 E. 2023/3784 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5081
KARAR NO : 2023/3784
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının azaltılması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 2012 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, o tarihteki ekonomik durumunun müsait olması nedeniyle boşanma protokolünde ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, ancak aradan geçen süre içerisinde çalıştığı iş yerindeki personel politikasındaki değişiklik nedeniyle maaşının aylık 3.000,00 TL’den 1.200,00 TL’ye düştüğünü, kira ödemesi olduğunu, geçim sıkıntısı yaşadığını, davalının ise ortak çocuk için aldığı iştirak nafakası ile üniversite hazırlık dershanesine gittiğini ve bu şekilde aldığı nafakayı kendisi için harcadığını belirterek, ortak çocuk lehine boşanma davasında hükmedilen aylık 1.500,00 TL’lik iştirak nafakasının aylık 300,00 TL’ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davalının boşanma davasında davacı ile iştirak nafakası miktarında anlaşması nedeniyle kendisi için tazminat ve nafaka talep etmediğini, davacının muvazaalı olarak nafaka ödememek için maaşını SGK kayıtlarında düşük gösterdiğini, davacının aynı şirkette aynı pozisyonda çalışmaya devam ettiğini, başkaları adına alınmış araçları ve işyeri olup hayat standardının oldukça yüksek olduğunu, davalının ise asgari ücretle çalıştığını ve eğitimine devam ettiğini, ortak çocuğun kreş vb. ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile, ortak çocuk lehine hükmedilen aylık 1.500,00 TL’lik iştirak nafakasının aylık 500,00 TL’ye indirilmesine ve bu miktarın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 13.10.2015 tarihli ilamında, davacının boşanma dava tarihindeki ve bu dava tarihindeki sosyal ve ekonomik durumu arasındaki farklılık iddiasına ilişkin olarak, ekonomik durumunda meydana geldiği iddia edilen düşme nedenlerinin araştırılarak, söz konusu bu düşme nedenlerinin var olduğunun tespiti halinde bu düşüşün geçici nitelikte olup olmadığı ve davacının buna sebebiyet verip vermediği tartışılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden bahisle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanma kararı verildiği tarihte davacının brüt 4.742,15 TL kazancı bulunduğu, bu kazancının projelerin sona ermesi ve yeni bir proje tesis edilmemesine bağlı olarak 01.01.2013 tarihinden itibaren brüt 1.575,86 TL olarak revize edildiği ve davacının dava açıldıktan sonra gelir durumundaki düşüşü gerekçe göstermek suretiyle 16.02.2015 tarihinde istifa ettiği, davacının gelir durumunun iştirak nafakasına karar verilen tarihten mahkememizde açılan dava tarihine kadar geçen sürede çalıştığı şirkette projelerin sona ermesi ve yeni bir proje tesis edilmemesine bağlı olarak kötüleştiği, davacının gelirinin düşüşüne kendisinin sebebiyet verdiğine ilişkin dosyaya sunulan bir delil bulunmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde gelirinin düşüşüne davacının kendisinin sebebiyet vermediği ve gelir düşüşünün geçici olmadığı sonuç ve kanısına varıldığı, iştirak nafakasının miktarının indirilmesi talebinin değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek davacının davasının kısmen kabulü ile … 4. Aile Mahkemesinin 2012/281 Esas, 2012/359 Karar sayılı 04.04.2012 tarihli kararı ile tarafların ortak çocuğu … Ruya için hüküm altına alınan aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 500,00 TL’ye indirilmesine ve bu miktarın dava tarihi olan 13.05.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili vekili kadının anlaşmalı boşanmayı kabul etmesindeki en büyük etkenin tarafların ortak çocukları için ödenecek olan nafaka miktarı konusunda anlaşmış olmaları olduğunu, erkeğin ekonomik durumunda hiçbir değişiklik olmadığını, kötüniyetli olarak davayı açtığını, Mahkemenin maaşının neden düşürüldüğü konusunda yeterince araştırma yapmadığını, davacının yüksek hayat standartları içerisinde yaşadığını, yapılan indirimin hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iştirak nafakasının indirilmesini gerektirir şartların oluşup oluşmadığının, oluşması halinde miktarının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.