Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/4957 E. 2023/3670 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4957
KARAR NO : 2023/3670
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı karşı davalı vekili dava ve dilekçeler aşamasındaki dilekçelerinde özetle; davalı karşı davacının günlük hayattaki harcamalarda bile “benim param yok” dediğini, tüm harcamaların davacı karşı davalı kadın tarafından yapıldığını, ancak daha sonra şahsi hesabında para biriktirdiğini öğrendiklerini, maaşını kendisine vermesini istediği ve 2 yıl kadar maaşını davalı karşı davacıya verdiğini, arkadaşları ile görüşmesini istemediği, 2019 yılında 15 günlük yaptığı bedelli askerlik sürecinde dahi davacı ile telefonda konuştuğunda sürekli tartıştığını, askerden döndükten sonra da ortak konuttan ayrıldığı ve ayrı bir ev tuttuğunu, bu durumu başkalarından öğrendiğini, davalının 3 ay ayrı tuttuğu konutta yaşadığı sonra ortak konuta tekrar döndüğünü, davalı tarafın düğünde takılan takıları davacının bilgisi dışında bozdurup araba borcunu kapatmak için kullandığını, çocuk sahibi olmak istediğinde davalı karşı davacının buna karşı çıktığını, hamile olma ihtimali olduğunu söylediğinde hemen aldırmasını yada ilaç kullanmasını söylediği, baskı yaptığı, aşırı kıskanç olduğu, kıyafetine, davranışına karıştığı bu konularda da baskı kurduğu, dini duygularını istismar ettiğini, psikolojik tedavisi nedeniyle işinden attırmakla tehdit ettiği, yatağını ayırdığını, bütün malları abine verecekler gibi sözler söyleyerek ailesine karşı doldurduğu, davacının annesinin evlenmeden 5-6 ay önce vefat ettiğini, davalının davacıya “ruh hastası mısın sürekli ağlıyorsun” dediğini, davalı-karşı davacı davacının haberi olmadan şehir dışına tayin istediğini, davalı-karşı davacı-karşı davalıya 2020 yılı Ramazan ayı sonlarında yaşanan bir olay nedeniyle kendisi ve ailesine hakaret edip şiddet uyguladığını, eve kilitlediğini ve telefonu elinden aldığını, “şikayette bulunursan da babanı ve abini adam tutup öldürtürüm” dediğini, olayın üzerinden 1 gün geçmesi nedeniyle davacının darp izleri belli olmayacağını düşünerek karakola gitmediğini, tarafların 17.06.2020 tarihinden itibaren ayrı yaşadıklarını belirterek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının bilik görevlerini yapmadığını, davacının psikolojik sıkıntılarının bulunduğunu, komşu ve arkadaş ziyaretlerine gitmekten kendisinin kaçındığını, baskın bir karakteri olduğunu, kadının babasının sahibi olduğu ve ortak olarak satın alınması için anlaşılan bir ev dolayısıyla ödenen meblağlar için evlilik sözleşmesi yaptırılmaya çalışıldığını, bu nedenle çıkan kavgada kadının erkeğin annesini arayarak hakaretlerde bulunduğunu, “…benim evimde yaşıyorsun..yüzsüzsün..” diyerek evden kovduğunu, bu nedenle davalı karşı davacının başka eve habersizce taşındığı iddiasının asılsız olduğunu, davacıya ait ADSL hattının davalının kaldığı bu eve taşıdığı ve tarafların bu evde 3-4 ay beraber kaldıklarını, çocuk istediğini, ancak davacının “2 yıl çocuk yapmam, annemin vasiyeti var, doçentliğim var” gibi bahaneler ile çocuk istemeyen tarafın davacı olduğunu, saldırdığını, davacı-karşı davalının evlilik öncesi psikolojik tedavi gördüğü ve çeşitli ilaçlar kullandığını, annesi, babası ve kız kardeşine saygı, sevgi göstermediğini ve onlara kötü muamelede bulunduğunu, onurunu kırıcı sözler söylediğini, yatakları ayırmak istediğini, kız kardeşi, kuzeni gibi yakın akrabalarının düğün, söz gibi etkinliklerine katılmadığını, evde ailesi ile görüşmesini engellediğini, ev dışında ailesi ile telefonda görüşebildiğini, tarafların biriktirdikleri para ile Çanakkale’den ev almak için kadının babasına 10.922,00 ABD dolar ve 51.500,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL para gönderdiklerini, ancak evi aradan geçen 2 yıllık süreye rağmen alamadıklarını, bu parayı kadın ve babasının uhdelerinde tuttuğunu, ev için borçlar, tadilatlar, evde kalamamasından dolayı harcamak zorunda kalınan paralar, ve kadın ve babasına gönderilen paralardan dolayı 350.000,00 TL maddî tazminat istediğini, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 150.000,00 TL manevî tazminatın, 350.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadının davalı karşı davacı erkeğin ailesine kötü sözler söyleyerek hakaretlerde bulunması, erkeğin ise kadına şiddet uygulaması, 2020 yılı Ağustos ayında tayin isteyerek ortak yaşama son vermesi, kadını yalnız bırakması nedeniyle kusurlu olduğu, geçimsizlikte davalı karşı davacı erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, şartları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten tahsil edilerek davacı kadına verilmesine, erkeğin maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuşdur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; karar gerekçesinde kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, tam kusurlu olanın erkek olduğu, yararına hükmolunan tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi ve yararına hükmolunan tazminat miktarları yönünden kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının tamamen kusurlu olduğu, erkeğe yüklenen kusurların ispat edilemediğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı kanunun 4 üncü, 6 ncı ve166 ncı maddeleri,174 üncü maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.