YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4876
KARAR NO : 2023/4805
KARAR TARİHİ : 17.10.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1214 E., 2022/1983 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/126 E., 2019/949 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eşine fiziksel sözlü ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, işlettikleri otele kadını almadığını, müşterilere de …’in bu otelle ilişkisi yok, onu buradan attım, artık karım da değil dediğini, müşterilerin ve otel çalışanlarının yanında tehdit ve hakaret ettiğini, ortak çocuğa annen hırsız benim paramı çaldı dediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, tarafların son beş yıldır fiilen ayrı yaşadıklarını, davacı kadının hiç bir malvarlığı yokken evlendikten sonra müvekkilinin kandırılarak ondan paraların alındığını, kadının tahrik edip kavga çıkardığını belirterek davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine, davalı lehine aylık 10.000,00 TL nafakaya, 1.000.000,00 TL maddî ve 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 02.09.2011 tarihinde otelde yaşanan tartışmada erkeğin kadının otelde bulunmasını istemediği, kadını basit tıbbi müdahale ile ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, kadına hakaret ettiği davalı erkeğin kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve bir defaya mahsus olmak üzere 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ve kadın lehine 90.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL. manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu, yoksulluk nafakasının toplu hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarı ve toptan hükmedilmesi yönlerinden; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, müvekkilinin kusuru olmadığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile hükmün bütünü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fiziksel ve sözel şiddet uygulayan, eşini ortak oldukları otele sokmayan, otelin gelirinden yararlanmasına izin vermeyen erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının Uyap sisteminden yapılan Takbis sorgulamasında İstanbul İli, Erenköy semtinde bir dairesi, İstanbul Avcılar’da arsa nitelikli taşınmazları olduğu, SGK emeklisi olup emekli maaşı aldığının belirlenmesine göre boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı erkek tarafından tazminat ve nafaka talep edilmiş olmasına karşın bu konuda gerek kısa karar gerek ise nihai kararın hüküm fıkrasında bu konuda olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmadığı, bu yön erkek tarafından açıkca istinafa getirilmediğinden yanılgıya işaret edilmekle yetinildiği, davacı kadının iştirak nafakası, maddî manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakası miktarı ve toptan hükmedilmesi ile davalı erkeğin kusur tespiti, kadının kabul edilen boşanma davası, lehine hükmedilen maddî manevî tazminat, tedbir, velâyet ile çocuk için hüküm altına alınan nafakalara yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan kabulü ile ilgili bendin kaldırılmasına davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; hükmedilen tazminat miktarları davalı erkeğin somut olaydaki kusuru ve tarafların sosyo-ekonomik durumu göz önüne alındığında kadının maddî ve manevî zararlarını karşılamaktan uzak olduğu, çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarları tarafların sosyo-ekonomik durumları ve çocuğun özellikle eğitim, sağlık gibi giderleri göz önünde bulundurulduğunda hakkaniyetten uzak olduğu, davacı kadının tek geliri emekli maaşı olup hayatını annesinin ve ablasının desteği ile idame ettirdiği, davacı kadın üzerine olduğu iddia edilen Erenköy’deki taşınmaz davacı kadının ailesine ait olup bu taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkı olmadığı, davacı kadının ve ailesinin İstanbul Avcılarda arsası olmadığı, yoksulluk nafakasının reddinin
usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tazminatların ve tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; davacı kadının kusurlu olduğu, davanın reddi gerektiği tazminat miktarlarının davacı tarafın somut olaydaki kusuru ve tarafların sosyo-ekonomik durumu göz önüne alındığında müvekkili mağdur eder şekilde olduğu, istinaf aşamasında itirazlarının kabul edilmesine rağmen vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer’îleri istemine ilişkin davada yapılan yargılama sırasında tarafların başka mahkemede boşanmaları nedeniyle eldeki davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden sonra, Gölbaşı (Ankara) 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/304 Esas sayılı dosyası ile taraflar 19.04.2023 tarihinde boşanmış olup, karar 27.04.2023 tarihinde kesinleştiğinden kadın tarafından açılan iş bu boşanma davasının konusu kalmamıştır. Bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.