Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/4860 E. 2023/5868 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4860
KARAR NO : 2023/5868
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2951 E., 2023/209 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/680 E., 2022/619 K.

Taraflar arasındaki evlenmenin tespiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanı usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Suriye vatandaşı olduğunu, 03.06.2022 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazandığını, 17.09.2020 tarihinde Suriye vatandaşı olan … isimli kişi ile Antakya Belediyesinde evlendiğini ancak bu evliliğin nüfus kayıtlarına işlenmediğini, davacının hala bekar olarak göründüğünü, 19.06.2022 tarihinde doğan çocuğu nüfusa kaydettiremediğini, bunun düzeltilmesi için idareye yaptığı başvuru sonucunda mahkeme kararı ile düzeltme yapılabileceğinin belirtildiğini belirterek davacının … ile yapmış olduğu evliliğin tespiti ve nüfus kayıtlarına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2169 sayılı Evlendirme Yönetmeliğinin 32 nci maddesince ‘Yurt içinde yetkili Türk makamları önünde yapılan evlenmeler; evlenmenin yapıldığı tarihten itibaren on gün içinde usulüne uygun olarak düzenlenecek evlenme bildirim formu ile o yerin nüfus müdürlüğüne bildirilir.’ hükmünün yazıldığı, Suriye Uyruklu kişilerin beyanları esas alınarak Türk makamları önünde yapılan evliliğin evlendirme memurluğu tarafından 2169 sayılı Evlendirme Yönetmeliğinin 32 nci maddesi gereğince ilgili nüfus müdürlüğüne bildirildiği, kurumlar arasında sehven yapılan hataların idari işlemlerden kaynaklandığı, ilgili kurumlar tarafından kabul edilmeyen talepler hakkında idari yargıya başvurulmasının mümkün olduğu, evlendirme dairesi önünde yapılan ve ilgili nüfus dairesine bildirilmeyen işlemler yönünden kimlik belgesindeki medeni hal hanesinin düzeltilmesine, evliliğin tespitine yönelik dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların adli yargıda görüleceğini, davacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, Suriye vatandaşı olarak değerlendirip hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; adli yardım talebinin kabulü gerektiğini, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların adli yargıda görüleceğini, davacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, Suriye vatandaşı olarak değerlendirip hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evliliğin tespiti ve tescili talebinin kanuni şartlarının oluşup oluşmadığı, bu davada hukuki yarar bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 134 üncü ve devamı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 2169 sayılı Evlendirme Yönetmeliğinin 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.