Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/4741 E. 2023/3578 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4741
KARAR NO : 2023/3578
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı-davacı erkeğin, müvekkiline hakaret ettiğini, darp ve cebir uyguladığını, en son beş yıl önce müvekkilini darp ettiğini, o zamandan beri tarafların ayrı yaşadıklarını, müvekkili ve çocuklar ile ilgilenmediğini, sadakat yükümlüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, ayrıca Hüsne adında bir kadın ile birlikte yaşadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, kadın yararına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının evin ve çocukların bakımı ile ilgilenmediğini, onlara karşı yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini ihlal ettiğini, gerek yemek gerekse temizlik konularında herhangi bir çaba sarf etmediğini, tüm gününü televizyon karşısında sigara içerek veya dışarıda arkadaşlarıyla gezerek geçirmeyi tercih ettiğini ve bu durumun müvekkilinin tüm evlilik hayatı boyunca devam ettiğini birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, davalı-davacı erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine hakaret ettiği, “Kardeşinizi alın gidin yoksa cenaze çıkar” demek suretiyle evden kovup tehdit ettiği, dinen boşadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, ortak çocuğa şiddet uyguladığı, davacı-davalı kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı- davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, düzenli bir işi ve geliri olmayan, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, tarafların ortak çocukları 03.08.2003 doğumlu Burak’ın velâyetinin ortak çocuğun halen anne yanında kalıyor olması, bulunduğu ortama alışması, bilirkişi raporu ve çocuğun üstün menfaati dikkate alınarak, takdiren davacı-davalı anneye verilmesi, babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci, birleşen davanın ise ikinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, babası ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak, davacı-davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı-davalı kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, davalı-davacı erkek vekili ise, kusur belirlemesi, nafaka, tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2022 tarihli ve2021/979 Esas, 2022/300 Karar sayılı kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin ağır, davacı-davalı kadının az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, UYAP üzerinden alınan raporda 16 araç görünse de davacı-davalı kadının T.C. Kimlik numarası üzerine kayıtlı 1992 model Tofaş-Fiat marka aracın olduğu, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın vekili, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarı, davalı- davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 26.05.2022 tarih ve 2022/3607 Esas, 2022/4954 Karar sayılı ilamıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, 20.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğunu, talepleri gibi karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; maddî ve manevî tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin ödeme gücü bulunmadığını, faiz başlangıcının boşanmanın kesinleşme tarihi değil karar tarihi olması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, bozmanın amacına, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kurallarına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillenirin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.