YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/451
KARAR NO : 2023/3740
KARAR TARİHİ : 05.07.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/721 E., 2022/1492 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/253 E., 2020/506 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak tarafların ibraz etmiş olduğu anlaşma protokolü çerçevesinde bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin gönderme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evliliğin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk …’in velayetinin anneye verilmesine, davacı kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, iştirak nafakasına her yıl TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına yasal faizleri ile birlikte 300.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına ekonomik şiddet uyguladığı, eşine karşı gereken ilgi ve şefkati göstermediği, bilakis tavırlarının soğuk ve mesafeli olduğu, küserek ve bu küslüğü uzatarak çift arasındaki ilişkiyi zedeleyip psikolojik anlamda kadına şiddet uyguladığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, babası ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk … yararına aylık 1.000,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının 22.10.2019 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL’ye yükseltilmesine, aynı miktarın iştirak nafakası olarak devamına, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanacak TÜFE oranında yükseltilmesine, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınarak ve hatalı kusur tespiti yapılarak davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tüm yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı yapıldığını, davalı erkeğe, davacıya uygun olmayan yolla cinsel ilişki teklifi yaptığı yönünde kusur yüklenmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın vekili ile davalı erkek vekili tarafından ibraz edilen 05.10.2022 tarihli dilekçeler ile istinaf başvurularından feragat ettiklerini bildirdikleri, davalı erkek vekilinin istinaftan feragat dilekçesi ekinde tarafların 04.10.2022 tarihinde boşanma ve fer’ileri hususunda anlaştıklarına dair anlaşmalı boşanma protokolü sunduğu, tarafların sunduğu anlaşmalı boşanma protokolü gereğince dava başlangıçta çekişmeli boşanma olarak açılmış olsa da anlaşmalı boşanma olarak görülmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı boşanma davası olarak görülmesi için tarafların bizzat dinlenerek anlaşmalı boşanma hususunda karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvurusundan feragat ettiklerini, bu yönde bir karar verilmesi gerektiğini, kararın esasının incelenmesi ile gönderme kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında istinaf incelemesi aşamasında ibraz edilen istinaf kanun yolu başvurusundan feragat dilekçesine göre karar verilmeden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ilişkin kararın hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.