Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/4338 E. 2023/3571 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4338
KARAR NO : 2023/3571
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, kararın maddî tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen son kararda kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 11.11.2006 tarihinde evlendiklerini, dört çocuklarının bulunduğunu, evliliğin 3-4.yılından sonra taraflar arasında geçimsizlik başladığını, uyum sağlayamadıklarını, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin sorunların çözümü ve çocukların psikolojisi için evliliği sürdürmeye çalıştığını, davalı-karşı davacı kadının, müvekkilinin ailesinin tutucu ve muhafazakar olmasından şikayet etmesine rağmen zaman içinde bir tarikata gitmeye başladığını, erkek ve çocuklar üzerinde baskı kurduğunu, erkeğe ve çocuklarına ilgisiz olduğunu, sosyal medyada ve arkadaşlarıyla gezerek zaman geçirdiğini, çocukların bakımı, yemek ve temizlik işleriyle ilgilenmediğini, gittiği tarikata bağlanarak zamanının büyük çoğunluğunu orada geçirmeye başladığını, tavır ve davranışlarının çekilmez bir hal aldığını, çocukları bu tarikata bağlı okula göndermek istediğini ve kaydettirdiğini, antidepresan ilaçlar kullandığını, kısa sürede çok farklı davranışlar gösterdiğini, hakaretler ettiğini, evlilik içindeki problemlerin başkalarına ve çocuklara anlattığını, evin kilidini değiştirerek müvekkilinin ortak konuta girmesini engellediğini, çocuklarını görmeye devam eden müvekkilinin çocukları memleketine götürdüğünü, davalı-karşı davacı kadının bir kez bile arayıp sormadığını, müvekkilinin peşine insanlar takıp takip ettirdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, iş için Erzurum’a gidip iki gün sonra döneceğini söylemesine rağmen …’da olduğunu öğrendiğini, eski çalıştıkları şirketin önünde arabanın içinde birisiyle otururken gördüğünü, erkeğin eve gelince üste çıkmaya çalıştığını, bağırıp çağırdığını, bu olaydan sonra bahane üreterek eve geç gelmeye başladığını, Amerika’ya gittiğini söylemesine rağmen Maldivler’e gittiğini, ikinci bir cep telefonu kullandığını, fazlaca görüşme yaptığı bir numaranın başka bir kadına ait olduğunu tespit ettiğini, davacının iş nedeniyle ikinci bir telefon kullandığını söylediğini, yaşadıkları nedeniyle zor bir hamilelik geçiren kadına erkeğin destek olmadığını, psikolojik baskı yaparak anne ve babasına şikayet ettiğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, son olarak … isimli kadınla iki yıldır ilişkisi olduğuna dair mesaj gönderdiğini, erkeğin bu durumu inkar ettiğini, bu kadına ev tutup araba aldığını, iş bahanesiyle sürekli tatile gittiklerini, bu kadının iki kez bebek aldırdığını, çocukları dahi bu kadınla tanıştırdığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 1.000.000,00 TL maddî, 4.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli ve 2018/1326 Esas, 2020/486 Karar sayılı ilamı ile erkeğin başka bir kadınla fiili beraberliğinin olduğu, zina davası yönünden hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de ilişkinin devam ettiği, erkeğin diğer kadınla karşı dava tarihinden 3-4 ya önce otel konaklamasının bulunduğu, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, zina eyleminin sabit olduğu, kadının kocasına yönelik hakaretleri, eşi ile kendi aralarında olan aldatma veya geçimsizlik olaylarını çocuklara birebir yansıtmak ve çocukların baba ve babanın ailesine yönelik tepkisel davranmalarına sebebiyet vermek suretiyle kusurlu davranışlarının olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, düzenli geliri olan kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığı, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin annelerine verilmesi gerektiği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, karşı davanın 161 inci maddesi gereğince kabulüne, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir, 4.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 250.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, velâyete bağlı kişisel ilişki, ortak çocuklar yarraına hükmedilen nafakalar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.09.2021 tarihli ve 2021/64 Esas, 2021/1334 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, velâyete bağlı kişisel ilişki, ortak çocuklar yarraına hükmedilen nafakalar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 26.01.2022 tarih, 2021/9344 Esas, 2022/688 Karar sayılı ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen 24.05.2022 tarih, 2022/116 Esas, 2022/314 karar sayılı ilamı ile kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadın yararına 450.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Bu karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tazminatların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 25.10.2022 tarih, 2022/8933 Esas, 2022/8483 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesince son kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın az olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadın yararına 600.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; maddî tazminat miktarının fahiş olduğunu, kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; maddî tazminat taleplerinin tam olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının bozma ilamının amacına, dosya kapsamına, hakkaniyete tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.