Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/4265 E. 2023/5756 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4265
KARAR NO : 2023/5756
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/102 E., 2023/231 K.
KARAR : Gerekçenin düzeltilmesine, hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmesine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Batı 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/130 E., 2021/592 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçenin düzeltilmesine, kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 11.11.2019 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, davalı kadının boşanma davası devam ederken sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğin, H. A. isimli kişi ile fiilen birlikte yaşadığını ve bu kişiden M. isimli 13.04.2018 doğumlu çocuğun dünyaya geldiğini, babalık davası açıldığını, dava dilekçesinde davalının M. isimli çocuğun babasının H. A. olduğunu açıkça ikrar ettiğini, boşanma davası devam ederken fiilen başka bir erkekle yaşayan ve başka erkekten çocuk dünyaya getiren davalı …’nin bu hususu saklayarak mahkemece tesis edilen hükmün kendi lehine olmasını sağladığını, hileli davrandığını, yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl duruşmada özetle; boşandığı tarihten itibaren imam nikahlı yaşadığını ancak davacının kendisinden 3 yıl önce imam nikahı ile başka kadınla yaşamaya başladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iddialarına konu babalık davasının 11.12.2020 tarihinde açıldığı, davacının sadakatsizliği bu tarihte öğrendiğinin kabulü halinde davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açıldığının kabulü gerektiği, sadakatsizlik konusunda davacı yanın da kabulünde olduğu üzere bu durumun yargılama esnasında ileri sürülmediği, iddia edilen bu durum yargılama esnasında ileri sürülmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince yargılama devam ederken iddia ya da savunmaya konu bir olay hakkında elde edilemeyen bir belgenin karar verilmesinden sonra ele geçirilmesi gibi bir durum somut olayda olmadığı gibi yargılama devam ederken vakıa olarak dayanılmayan bir hususa ilişkin olarak lehine hüküm tesis edilen tarafın 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereğince karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olmasının kabulünün de yargılamanın yenilenmesi talebi anlamında mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılamanın iadesi nedenlerinin var olduğu, kadının sadakatsizliğinin 11.12.2020 tarihinde açılan babalık davası ile öğrendiğini, davalı kadının kendi lehine hüküm elde etmek için hileli davrandığı, bu nedenle boşanma dava dosyasından erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabul edildiği ve yararına tazminata hükmedildiği, bu tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davacının sadakatsizliği öğrendiği tarih 11.12.2020 olarak kabul edilmiş ve yargılamanın iadesi isteminin süresinde olduğu kabul edilmişse de, davacının boşanma dava dosyasında karar düzeltilme talepli dilekçesinde kadının başkası ile yaşadığı ve çocuğunun olduğunu belirttiği anlaşılmakla öğrenme tarihinin en geç 16.07.2019 olduğu, bu halde davanın süresinde açıldığının kabul edilemeyeceği, üç aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, Mahkemesince, eldeki davada hak düşürücü sürenin dolduğunun kendiliğinden dikkate alınması ve yargılamanın iadesi talebinin “hak düşürücü sürenin geçtiği” gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi ve gerekçede hata yapılarak yazılı şekilde ret kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, karar gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yargılamanın iadesi davasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddine, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, davalının sadakatsizliğinin edinilmiş bilgi olarak babalık davası ile öğrenildiğini, karar düzeltme dilekçesinde haricen öğrenildiğinin belirtildiği, resmi belgelere dayanan bir öğrenme olmadığı, babalık davasında elde edilen DNA raporu ve kararın da yeni bir belge niteliğinde olduğu, karar gerekçesinin hatalı olduğu, yargılamanın iadesi sebeplerinin ispatlandığını davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında yargılamanın iadesi yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci, 371 inci ve 375 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.